5 Ekim 2009 Pazartesi

Budapeşte tatil turları

Budapeste'de müzelerin çoğu sabah saat 10:00 ile 18:00 arası açık. İçeriye son 30 dakikaya kadar giriş serbest. Büyük müzeler yabancılara kolaylık olması açısından rehber hizmeti de bulundurmakta. Müzeler hakkında daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler için 'Museums in Budapest' adlı rehber kitabı öneririz. Budapeşte turları'de çevreyi keşfe dalmanın en iyi yolu bizce her dil için ayrı düzenlenmiş bot turları. Bu arada Budapeşte'nin ülkenin kültür ve sanat merkezi olduğunu söylemek hiğç de hata olmaz. Burada 30'un üzerinde tiyatro bulunmakta. Ayrıca bu yıl dördüncüsü düzenlenen Tuna karnavalı, Vörösmarty Meydanı'nda dünyanın birçok kültürünü ağırlamanın haklı gurunu taşıyor. Bu meydana ismini veren romantik şiirin ünlü ozanı Mihaly Vörösmarty (1800-1855) aynı yerdeki mermer heykeli ile tarihe tanıklık ediyor. Ve Vörösmarty'den günümüze birkaç dize...Unutmayın : Budapeşt Card ile tüm transportasyon araçlarına bedava binebiliyorsunuz. Ayrıca, bu kart sahiplerine bazı müzeler bedava; bazı müzelerde ise %20 ile %50 arasında indirim uygulanıyor. ( Budapeşt Card 48 ve 72 saat geçerli olarak satılmakta..) Özellikle çok müze gezecekler için tavsiye ediyoruz. ref. tatil

macaristan budapeşte tatil köyü

Macaristan’ın politik, kültürel, ticari, endüstri ve ihracat merkezidir. 2003 yılı sayımına göre 1.719.343 kişi Budapeşte’de yaşamlarını sürdürmektedir.Budapeste’de müzelerin çoğu sabah saat 10:00 ile 18:00 arası açık. İçeriye son 30 dakikaya kadar giriş serbest. Büyük müzeler yabancılara kolaylık olması açısından rehber hizmeti de bulundurmakta. Müzeler hakkında daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler için ‘Museums in Budapest’ adlı rehber kitabı öneririz. Budapeşte’de çevreyi keşfe dalmanın en iyi yolu bizce her dil için ayrı düzenlenmiş bot turları.Bu arada Budapeşte’nin ülkenin kültür ve sanat merkezi olduğunu söylemek hiğç de hata olmaz. Burada 30′un üzerinde tiyatro bulunmakta. Ayrıca bu yıl dördüncüsü düzenlenen Tuna karnavalı, Vörösmarty Meydanı’nda dünyanın birçok tatil ağırlamanın haklı gurunu taşıyor. Bu meydana ismini veren romantik şiirin ünlü ozanı Mihaly Vörösmarty (1800-1855) aynı yerdeki mermer heykeli ile tarihe tanıklık ediyor. Ve Vörösmarty’den günümüze birkaç dize…Unutmayın : Budapeşt Card ile tüm transportasyon araçlarına bedava binebiliyorsunuz. Ayrıca, bu kart sahiplerine bazı müzeler bedava; bazı müzelerde ise %20 ile %50 arasında indirim uygulanıyor. ( Budapeşt Card 48 ve 72 saat geçerli olarak satılmakta..) Özellikle çok müze gezecekler için tavsiye ediyoruz.Aquincum Museum:III. Szentendrei út 139, tel. (+36-1) 368 42 60Pazartesi hariç hergün 10:00-17:00 arası açık. Yaklaşık 2000 yıl önce inşa edilmiş olan bu tarihi yapı kesinlikle görülmeye değer. Özellikle büyüleyici mozaği ve taş oymaları ile sizi cezbedecek.Vidampark:14. Városliget caddesi.Budapeşte’nin en büyük eğlence parkı. Bütün bir yıl boyunca açık olan park, kış aylarında sadece belirli saatler arasında açık.Magyar Állami Operahaz:Andrássy út 22. cadde.1184 tarihinde inşa edilmiş bu gösterişli yapı, Avrupa’nın en güzel operalarından biri. Odaları ünlü Macar ressamları tarafından dekore edilmiş bulunan 1200 kişilik kapasitesiyle Budapeşte’nin gözbebeği. Cumartesi-Pazar: 13:00-15:00.İngilizce, Almanca,Fransızva, İtalyanca, İspanyolca ve Macarca turları mevcut.Pesti Vigado:Vigadó tér 5. cadde.1865′de inşa edilen yapı Budapeste’nin ikinci önemli konser salonu olarak bilinmekte. Haziran ile Eylül arası dünyanın dört bir yanından gelen birçok konser burada gösterime sunuluyor.Állat-es Növenkert:Varosliget 14, cadde.Kurulalı 100 yıldan fazla olan bu hayvanat ve botanik bahçesi Avrupa’nın üst düzey hayvanat bahçelerinden biri. Bütün bir yıl boyunca ziyaretçilerini bekliyor.Gül baba Türbe:Mescet Utca 2. cadde .Bu panoramalı türbenin bahçasinde kan ter içinde çalışan işçiler var. Lakabını başında taşıdığı güllerden aldığı söylenen Gül Baba, sanki durduğu köşeden kentin bugününü seyrediyor. 1 Mayıs’tan 31 Ekim’e kadar açık. Cumartesi-Pazar: 10:00-18:00 arası açık.Varosliget:Budapeşte’nin tarihsel ve kültürel açıdan ikinci önemli parkı. 1 numaralı metro ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz.Fövarosi Nagycirkusz:Varosliget 14. cadde.Budapeste’nin bu ünlü sirki bütün performanslar boyunca ziyaretçilerini bekliyor

Budapeşte tatil

Macaristan nüfusunun beşte biri de burada yaşamaktadır. Nüfusu 2 milyonun üzerindedir. Orta Macaristan’ın kuzeyinde, Tuna Irmağı üzerindedir. Irmağın batı (sağ) kıyısındaki Buda, doğu (sol) kıyısındaki Peşte ve Buda’nın kuzeyindeki Obuda şehirlerinin 1873’te birleşmesiyle Budapeşte turları ismini almıştır.Kanuni Sultan Süleyman tarafından ilk olarak 1526’da fethedilen Budin ve Peşte, bir buçuk asırlık bir Türk hâkimiyetinden sonra 1686’da elden çıkmıştı. Türk idâresi sırasında, Karadeniz üzerinden Tuna yoluyla İstanbul’dan nispeten kolay ulaşılan bir beylerbeyilik merkezi olduğundan kolayca Türkleşmişti. Ticâret yollarının birleştiği bir yerde bulunan Budin ve Peşte, bir taraftan zengin bir ticâret şehri görünümü alırken, burada kurulan çeşitli vakıflar bu Orta Avrupa şehrine bir Osmanlı yerleşim merkezi manzarası vermişti. 1662 yılında burayı ziyâret eden Evliyâ Çelebi’nin Seyahatnâmesi’nde Budin ve Peşte’nin etraflı bir tasviri bulunmaktadır.Evliyâ Çelebi, Buda’da 25 câmi, 47 mescit, 12 medrese, 16 mektep, 2 hamam, 8 kaplıca, 9 han, 1 saat kulesi ve 1 bedesten bulunduğunu bildirmektedir. Bunların çoğu bugün ayakta değildir.Sokullu Mustafa Paşanın yaptırdığı Mustafa Paşa Câmii ve Türbesinin Mîmar Sinan’ın eseri olduğu bilinmektedir.Budapeşte, Macaristan’ın siyaset, fikir ve iktisat merkezidir. Tuna kıyısında büyük bir liman ve Avrupa’nın kavşak noktalarından biri olmuştur. Târihî gelişimin verdiği birikim sonucu nüfusun yarısı hizmetler sektöründe diğer kesimi de sermaye ve sanâyi alanındadır.Budapeşte coğrafî konumu, târihî eserleri ve diğer çekicilikleri ile Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir. Şehir Tuna’nın sağ (Buda) ve sol (Peşte) kıyısı şeklinde iki bölüme ayrılmıştır. Tuna’nın sol kıyısında Buda şatosunun çevresinde, parklarla süslü modern caddeler ve târihî semtler uzanır. Şehrin beyni ve büyük semtler ise Tuna’nın sağ kıyısındaki ovadadır.Eskiden ekonominin merkezi Buda iken 19. yüzyıldan sonra ticâret etkinlikleri Peşte’ye kaymıştır. Büyük bankalar, ülkedeki yabancı şirketlerin çoğu ve en güzel mağazalar Peşte’nin Belvaros semtindedir.Budapeşte temel sanâyi (termik santral, çelik ve boru fabrikaları, petrokimya, yapı sanâyileri) ve tüketim sanâyisi (un fabrikaları, hazır giyim, kereste, kâğıt, matbaacılık, ilaç, kozmetik sanâyileri) merkezidir. Ayrıca Comecon çerçevesi içinde, makinalar ve elektrikli makinalar (takım tezgâhları, kamyonlar, demiryolu gereçleri, telefon santralleri, elektronik cihazlar) yapımı da önemli seviyelere ulaşmıştır.İkinci Dünya Savaşında Budapeşte büyük bir hasar görmüştü. Fabrikaların ve meskenlerin neredeyse tamamı ya yıkıldı veya hasar gördü. Bütün köprüler yıkıldığı için ulaşım da durmuştu. 1945’te Sovyet orduları Budapeşte’ye girdiğinde nüfus dörtte biri kadar azalmıştı. Şehrin inşâsı yıllar sürdü. 1950’de çevredeki köy ve ilçelerin katılmasıyla genişletildi. Sanâyileşme tekrar başladı ancak çevre il ve ilçelere yayılması için de tedbirler alındı. Şehrin Tuna üzerinde her zaman önemli bir kavşak noktası olması, sanâyileşme öncesinde yapılan merkezî demiryolları ve Macaristan’a dağılan yolların merkezinde bulunması Budapeşte’nin gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. 1970’lerde şehiriçi trafiğinin rahatlatılmasında önemli rol oynayan metro sistemi kuruldu. Temizliği, hızlı ve ucuz olmasıyla Budapeşte metrosu şehrin özelliklerindendir. Macaristan’ın en iyi okulları, Macar Bilimler Akademisi ve araştırma enstitüleri Budapeşte’dedir.Budapeşte’de Büyük Macaristan Ovasının sert kara iklimi ile Transtuna’nın bol yağışlı iklimi arasında bir geçiş iklimi hüküm sürer. Hava sıcaklığı en sıcak ay olan Temmuz’da ortalama 22°C ve en soğuk ay olan Ocak’ta ise ortalama -1°C’dir. tatil

isviçre zürih amsterdam tatil prag

İngiltere’de yapılan bir araştırmada, Lüksemburg dünyanın en güvenli kenti seçilirken, en tehlikeli yerin Bağdat olduğu belirtildi. Mercer Human Resource Consulting” tarafından, suç düzeyleri ve istikrar açısından 215 yer değerlendirildi. Bu araştırmaya göre, en güvenli kent sıralamasında Lüksemburg’u Helsinki, Bern, Cenevre ve Zürih turları takip etti.Araştırmada, Alman kentlerinin güvenlik sorununun üstesinden geldiği, ancak Roma, Atina ve Londra’nın hafif suçlardaki yüksek oranla diğer Avrupa kentlerine kıyasla biraz daha olumsuz olduğu belirtildi. ABD’nin 2 yıl önce müdahale ettiği Irak’ın başkenti Bağdat, dünyanın en tehlikeli kenti seçilirken, Bağdat’ı Abidjan izledi. tatil Lüksemburg - Amsterdam turları 370 km•Lüksemburg - Atina: 2.498 kilometre•Lüksemburg - Budapeşte: 979 km•Lüksemburg - Brüksel: 213 km•Lüksemburg - Berlin: 752 km•Lüksemburg - Kopenhag: 940 km•Lüksemburg - Dublin 1.110 kilometre•Lüksemburg - Helsinki: 2.185 kilometre•Lüksemburg - Lizbon: 2.083 kilometre•Lüksemburg - Londra: 557 km•Lüksemburg - Madrid: 1.638 kilometre•Lüksemburg - Paris: 363 km•Lüksemburg - Prag turları 595 km•Lüksemburg - Viyana: 800 km•Lüksemburg - Roma: 1.240 kilometre•Lüksemburg - Stockholm: 1.590 kilometreref

fransa almanya avrupa tatil viyana

Batı Avrupa'da, Fransa turları ile Almanya turları arasında yer alır. Lüksemburg Dükalığı, ya da kısaca Lüksemburg Fransa, Almanya ve Belçika ile komşu, denize kıyısı olmayan, kuzeybatı Avrupa'da bir ülkedir. Lüksemburg Avrupa turları Birliği üyesidir.ref. tatil 15.yüzyılda 4 Alman imparatoru Lüksemburg'dan çıkmıştır.Bunlardan Karl I,Lüksemburg'u 1354!de düklüğe dönüştürmüştür. 1443'te Bourgogne sülalesinin eline geçen ve yüzyıllarca yabancı milletlerin egemenliğinde yaşayan düklük Bourgogne sulalesinden Marié'nin Avusturya imparatoru Maximillan I ile evlenmesi ile Habsburglara geçmiştir.Habsburg'ların bölünmesi ile ailenin İspanyol koluna geçer. 1684'te Fransa kralı 16.Louis tarafından elegeçirilen,ama 1697'de Habsburgların geri aldığı ülke 1794'te yine Fransız işgaline uğramıştır.1815'e kadar Fransız egemenliği altında kalan ülke Viyana turları Kongresi'nde bağımsız bir büyükdüklük olarak Hollanda'ya geçmiştir. 1830 ayaklanmasından sonra Belçika'ya geçmiştir.Fransız İmparatoru Napoléon III'ün elegeçirme girişiminin başarısızlığa uğramasından sonra 1827'de bağımsızlığa kavuşan Lüksemburg Büyükdüklüğü büyük devletlerin himayesi altına alınmış ve 1868'de üstünde birçok değişiklikler yapılmasına rağmen günümüzde de aynı geçerli olan anayasa kullanılmaktadır.O tarihten itibaren yansızlık politikası uygulamasına karşın her iki dünya savaşında da Alman işgalinde kalan Lüksemburg, 1947 martında Belçika ve Hollanda'yla iktisat ve gümrük birliği Benelüks'ü oluşturmuş,1949'da NATO'YA,1957'DE Avrupa Ekonomik Topluluğuna üye olmuştur.

Paris tatil fuarı

Bu yıl 31'inci düzenlenen fuara, toplam 277 stand katılımcısı oldu. Türkiye, 60 metre kare büyüklüğünde bir stand, Antalya Golf Kulübü dâhil olmak üzere toplam 16 katımcı ile birlikte katıldı. Toplam fuar, 27,200 metre kare alanı üzerine kurulmuştu. Top Resa fuarına, bireysel katılımcılardan ziyade, profesyonellerin katılımının yoğun olduğu bir fuardır. Türk Hava Yolları, Top Resa 2009 fuarına Türkiye standından bağımsız olarak kendi özel standı ile katılmıştır. Top Resa 2009 fuarı süresince, Türk Hava Yollarının standının ziyaretçiler ve profesyoneller tarafından ilgi gördüğü ve yoğun olarak ziyaret edildiğini belirtmek isterim. FRANSA PAZARINDA BÜYÜME GERÇEKLEŞİYOR... Paris Kültür ve Turizm ofis yetkilisi Sayın Canan Usta'nın bana vermiş olduğu bilgilere istinaden, 2006 yılında, Fransa'dan yaklaşık 657,000 kişi, 2007 yılında yaklaşık 768.000 kişi ve 2008 yılında ise 885.000 kişi Türkiye ye gelmiştir. 2009 yılının, 7 aylık toplam rakamı ise 923.000 kişidir. Evet, 7 ayın sonucunda 2008 yılını şimdiden geçmiş bulunuyoruz. Ülke olarak pazarlama ve tanıtım çalışmalarımıza hız kesmeden sürdürmemiz durumunda Fransa turları gibi diğer ülkelerinde aynı büyümeyi gerçekleştireceğine inanmaktayım... FRANSA DA TÜRKİYE SEZONU KUTLANIYOR... (LA SAİSON DE LA TURQUİE EN FRANCE ) Fransa'nın Paris, Lille, Marseille, Lyon, Strasbourg ve Bordeaux gibi şehirlerinde, Temmuz 2009 - Mart 2010 tarihleri arasında Ülkemizin Kültür ve Sanat değerlerini tanıtmak adına gösteriler, sunumlar yapılmaya başlamıştır. Tiyatro gösterimleri, fotoğraf sergileri ve konserler gibi birçok gösterim ve sunum yapılacaktır. Fransa devleti ile birlikte bu denli kapsamlı bir projeye katılmak, Ülkemizin kültür değerlerini tanıtma adına son derece faydalı olacağını düşünmekteyim. FRANSA'DA GOLF Fuar esnasında görüşmüş olduğum Fransa'nın en büyük golf tur operatöründen biri olan Greens Du Monde Başkanı, Sayın Daniel Remiot bana vermiş olduğu bilgilere istinaden, Fransa'da yaklaşık 550.000 lisanslı golf oyuncu ve yaklaşık 554 golf sahasının olduğunu belirtmek isterim. Bu golf kulüplerine üye olan 550.000 golfçudan, kışında faal olarak bizim gibi Akdeniz çanağında ( İtalya, Portekiz, İspanya turları ) bulunan başka ülkelere gidip golf oynadığını belirtti. Kış aylarında Ülkemize gelen kaliteli ve kar bırakan turist çıtasını yükseltmenin ( özellikle Belek bölgesi için ) en doğru yolu var olan golf Potansiyelimizi artırmanın yollarını aramaktır. PARİS'TEN ANTALYA'YA DİREKT UÇUŞ BAŞLIYOR Türk Havayolları, 02 Ekim 2009 tarihinden itibaren her Cuma ve her Pazartesi olmak üzere haftada iki kez Paris turları - Antalya direkt seferlerine başlayacaktır. Charles De Gaulle - Antalya / Pazartesi - Cuma 12.00 - 16.55 Antalya - Charles De Gaulle / Pazartesi - Cuma 07.45 - 11.00 Ayrıca, Türk Hava Yolların, Paris'ten İstanbul'a her gün 4 sefer olduğunu da sizlere hatırlatmak isterim... Evet, tam olarak 4 sefer; 08.30, 11.25; 14.10 ve 17.35 saatlerinde Paris - İstanbul seferleri gerçekleşmektedir. Fransa gibi bizim için potansiyeli yüksek olan pazarlar ve özellikle bizleri ölü sezon diye tabir ettiğimiz sonbahar ve kış aylarında faydası olabilecek destinasyonlara Türk Hava Yollarının mutlaka ve mutlaka direk uçuşlar koyması gerekmektedir. Paris - Antalya hattının gerçekleşmesi biz turizmciler için çok önemli bir gelişme olduğunu özellikle belirtmek isterim. ... Avrupa 'nın önemli şehirlerinden yapılacak Antalya direkt uçuşları turizm sezonumuzun 12 aya çıkmasını sağlayacaktır. Yurtdışına seyahat eden turistlerin gidecekleri destinasyonlarda aradıklarını en önemli özelliklerden birinin de ulaşım kolaylığı olduğunu düşünürsek, direk uçuşların yapılması konusunda gerekli ısrarı göstermemiz kanaatindeyim. İddialı olduğumuz kalitemizi uçuşlarımız ile destekleyerek pazardaki payımızı artırmayı hedeflemeliyizref. tatil

Brüksel Turları

Büyük Meydan'da her türlü eğlence ve aktiviteyi bulmanız mümkün. Yemek yiyebilir, alışveriş yapabilir, mimari kültürüne, zenginliklerine hayranlıkla bakabilir ve gece hayatını da burada yaşayabilirsiniz. Brüksel turları'in ara sokaklarında ve özellikle "ruf dua Marche Fromage" adı verilen sokak, gündüz başka gece başka bir havaya bürünüyor. Geceleri sokaklara atılan masalarda eğlence doludizgin devam eder. Sade bir eğlence kültürü olan Brüksel'de bir yerde oturup bir yandan biralarınızı yudumlayıp bir yandan da arkadaşlarınızla sohbet etme ortamını bulabilirsiniz. Brüksel'de barlarda eğlence merkezlerinde içki olarak en çok tüketilen içki biradır. 400'den fazla bira çeşidi olan Belçika'da bir de bira müzesi bulunuyor

Brüksel Avrupa tatili

Büyük Meydan (Grande Place):UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Büyük Meydan, Brüksel turları'in merkezi konumunda. Burası, 13. yüzyılda barok ve gotik uslupta inşa edilen birçok yapıyla çevrili. Turistlerin de ilk olarak ziyaret ettikleri yer. Etrafı birçok kahve ve lokantayla çevrili. Burada çiçek pazarı da mevcut. Meydanda yer alan Manneke Piss heykelcikleri, Belçika'nın da sembolü sayılıyor.Place Royale: Antik ve modern sanat müzelerinin yan yana bulunduğu bölgeye, Büyük Meydan'dan ayrılıp küçük bir tepeyi tırmanarak ulaşıyorsunuz. Burada yer alan her iki müze, birbirine bağlı olarak inşa edilmiş. Yine aynı bölgede hemen yakınlardaki Müzik Enstrümanları Müzesi, çok katlı bir Art Nouveau mimarı harikasının içinde konuşlandırılmış.Çizgi Roman Müzesi:Ünlü Tenten sergileriyle olduğu kadar Belçikalı mimar Victor Horta tarafından inşa edilen ve bir Art Nouveau klasiği sayılan güzel binasıyla da dikkat çekici.Atomium: Atom çekirdeğinin 102 metre yüksekliğindeki bu figürü, modern Brüksel'in simgelerdinden biri sayılıyor. Atomium'un yemyeşil bir parkta olması da bu yapıyı görmek için ayrı bir neden oluşturuyor. Üstelik bu çekirdeğin toplarına çıkıp Brüksel'i seyredebilirsiniz.Cinquantenaire Parkı: Yemyeşil bu parkta dolaşırken, içerisinde bulunan Sanat ve Tarih Müzesi'ni, Askeri Müze'yi, camiyi, otomobil dünyasını görebilirsiniz.Mini Europe: İstanbul'da bulunan 'Miniaturk'ün bir benzeri olan yer, Avrupa turları'nın en ünlü yapılarının küçük kopyalarından oluşuyor. Değişik ülkelere ait olan mini eserlerin yan tarafında bulunan butonlarına basıp o ülkenin milli marşını dinleyebiliyorsunuz.

brüksel tatil

Avrupa Birliği'ni oluşturan ülkelerin başkenti olarak nitelendirilen Brüksel, unesco'nun dünya kültür mirası listesinde yer alan 'Büyük Meydan'ı, müzeleri, kafeleri ve dünyanın en lezzetli çikolatalarıyla muhteşem bir tatil alternatifiÜlkenin tam ortasında, Scheldt ve Meuse nehirleri arasında yer alan kentin merkezinde yaklaşık 150 bin kişi yaşıyor. Metropol nüfusu ise bir milyonu buluyor. Nüfusun çoğunluğunun ana dili Fransızca. Kentte Flamanca konuşan azınlık da bulunuyor. Her iki dil de resmi dil olarak kullanılıyor.Belçika'nın üç federal bölgesinden Brüksel turları Bölgesi'nin başkenti olan kent, yüzyıllar önce bataklığın kurutulması sonucu ortaya çıkmış bir şehir.Yazları sıcak, kışları da ılık geçen Brüksel dört mevsim bulutlu ve rüzgarlıdır. Kışın en düşük sıcaklık 7 derecedir. Deniz etkisinde, ılımlı bir iklime sahip olan kentin yağış ortalaması da oldukça yüksektir.Yoğun bir trafiği olan şehirde ulaşımın en rahat yolu tramvay ya da metro kullanmak. Ayrıca tren istasyonlarından bisiklet de kiralayarak kenti keşfedebilirsiniz.Ünlü çizgi roman karakteri Tenten'in de doğduğu kent olan Brüksel, tarihi, mimarisi ve çikolatasıyla gezmekten ve görmekten keyif alacağınız bir Avrupa kenti

tatil kötü brüksel benelüx

It yürürlüğe 1975 yılında girmiştir. The Court, composed of judges from the highest courts of the three States, has to guarantee the uniform interpretation of common legal rules. Mahkeme, hakim oluşan üç Devletleri yüksek mahkemelerin, ortak hukuk kurallarının tekdüze yorumu garantisi vardır. This international judicial institution is located in Brussels. Bu uluslararası yargı kurumu Brüksel turları'de bulunmaktadır. The Benelux turları is particularly active in the field of intellectual property . Benelux özellikle fikri mülkiyet alanında aktif. The three countries established a Benelux Trademarks Office and a Benelux Designs Office , both situated in The Hague . Üç ülke, her iki Lahey situated in bir Benelux Ticari Ofis ve Benelüks Tasarım Ofisi kuruldu. In 2005, they concluded a treaty establishing a Benelux Organisation for Intellectual Property which replaced both offices upon its entry into force on September 1, 2006. 2005 yılında, bir antlaşma Fikri Mülkiyet için olan 1 Eylül'de yürürlüğe giriş, 2006 üzerine hem ofis yerine bir Benelux Örgütü kurulması sonucuna varıldı.

Benelux brüksel turları

Benelux Parlamentosu (orjinali için Arası İstişare Konseyi olarak) 1955 yılında kuruldu anılacaktır. This parliamentary assembly is composed of 21 members of the Dutch parliament, 21 members of the Belgian national and regional parliaments, and 7 me Belçika ulusal ve bölgesel parlamentoların 21 üye 21 üye, ve oluşur Lüksemburgca meclis 7 üye. The treaty establishing the Benelux turları Economic Union ( Benelux Economische Unie/Union Économique Benelux ) was signed on February 3 , 1958 and came into force in 1960 to promote the free movement of workers , capital , services , and goods in the region. Antlaşma Benelüks Ekonomik Birliği'nin kurulması (Benelux Economische Unie / Birliği économique Benelux) Şubat 3 tarihinde, 1.958 imzalandı ve yürürlüğe 1960 yılında işçiler, sermayenin, hizmetlerin serbest dolaşımı teşvik geldi ve mal region. Its secretariat-general is located in Brussels . Onun sekreteryası Genel Brüksel turları'de bulunur. The unification of the law of the three Benelux countries is mainly achieved by regulations of its Council of Ministers, that only bind the three states, but are not directly applicable in their internal legal orders. Üç Benelüks ülkeleri hukukun birleşmesi esas olan Bakanlar Kurulu, yalnızca bağlama üç ülke, ama doğrudan kendi iç yasal siparişlerde geçerli değildir yönetmeliklerine sağlanır. There is also a large number of Benelux conventions in a wide range of subject matters. [ 3 ] Ayrıca konuların geniş bir alanda Benelüks sözleşmelerin büyük bir sayıdır

benelux fransa almanya tatil

Ne therlands ve Lux embourg (België / Belgique / Belgien - Les Pays-Bas / Nederland / Niederlande Die - Lëtzebuerg / hangi Lüksemburg / Lüksemburg), yalan Fransa turları ve Almanya turları arasında kuzey batı Avrupa bölgesi. The name is formed from the beginning of each country's name; it was possibly created for the Benelux turları Customs Union , [ 1 ] although according to The Economist it was coined somewhat earlier, in August 1946, by that newspaper's correspondent in Belgium. [ 2 ] However, it is now used in a more generic way to refer to the cultural, economic, and geographic grouping. Adı her ülkenin adının başından itibaren oluşan, bu yüzden bu muhtemelen Benelüks Gümrük Birliği için, oluşturulan [1] rağmen Economist için biraz erken, Ağustos 1946 yılında, tarafından icat edildi göre, Belçika'nın da gazetenin muhabiri. [2] Ancak artık daha genel bir şekilde, ekonomik, kültürel ve coğrafi gruplama başvurmak için kullanılır. The Benelux region has a total population of about 27,725,734 and occupies an area of approximately 74,640 square kilometres (28,820 sq mi). Benelüks bölgesi hakkında 27.725.734 toplam nüfusa sahiptir ve yaklaşık 74.640 kilometre karelik bir alan (28.820 sq mi) kaplar. Thus, the Benelux has a population density of 371/km² (958/sq mi). Böylece, Benelux 371/km ² (958/sq mi) bir nüfus yoğunluğuna sahiptir

hırvatistan almanya fransa polonya

Yugoslavya'nın dağılmasından sonra Hırvatistan turları Futbol takımı müsabakalara başlamıştır. 1996'da Avrupa Şampiyonası'na katılan Hırvatistan gruptan çıkmış çeyrek finalde kupanın şampiyonu Almanya turları'ya elenmiştir. 1998 FIFA Dünya Kupası'nda büyük bir başarıya imza atan milli takım yarı finale kadar yükselmeyi başarmış, kupanın şampiyonu olan Fransa turları'ya elenmiştir. Hollanda ile yaptığı üçüncülük maçını kazanmış Dünya Üçüncüsü olmuştur. 2002 FIFA Dünya Kupası ve 2004 Avrupa Şampiyonası'nda katılmayı başaran milli takım 2006 FIFA Dünya Kupası'na gitmeyede hak kazanmıştır.Euro 2008 elemelerinde en büyük sürprizde onlarında parmağı vardır. Turnuvaya gitmesi durumunda mutlak favorilerden iri olacak olan İngiltereyi Wembley 'de yenmeyi başararak Rusyanın Avrupa Şampiyonasına Gitmesine İngilizlerin ise evlerinde kalmasına sebep oldular.Euro 2008 ilk maçında Avusturya'yı 1-0 yenmeyi başardılar. 2. maçlarında Almanya'yı 2-1 yendiler. Gruplarda son maçlarında da Polonya turları'yı yenerek Çeyrek Finale yenilgisiz olarak yükseldiler. 20 Haziran akşamı Türkiye ile yaptıkları maç sonucu normal sürede 1-1 berabere biten maçta penaltılarla 4-2 yenilerek kupaya veda etmişlerdir

Hırvatistan Viyana avrupa almanya italya tatil turları

Hırvatlar, günümüzde Ukrayna toprakları içinde bulunan Yuğni ve Dinyeper nehirleri arasında kalan Beyaz Hırvatistan'dan 6. yüzyılda göç ederek eski Roma illeri olan Pannonia ve Dalmaçya'ya yerleştiler.
Dalmaçya'ya yerleşen Hırvat kabileleri Prens Trpimir idâresinde birleştiler. Yedinci asırda Katolikliği benimseyen Hırvatlar ile Ortadoks olan komşuları Sırplar arasında sürekli bir mücâdele oldu. Bütün Hırvat topraklarına hâkim olan Kral Tomislav 925 senesinde kendini Hırvatistan turları kralı îlân etti. Tomislav Bulgarlar, Macarlar ve Bizanslılarla savaşmak mecburiyetinde kaldı. Hâkimiyetini Bosna, kıyı şehirlerine ve adalara kadar genişletti. Kral Kreşimir zamanında Hırvatistan Bizans hâkimiyetini kabul etti. Macaristan Kralı I. Ladislas 1091'de Hırvatistan'ın büyük bölümünü ele geçirdi. Son olarak seçilen Hırvat Kralı Petar Svacié, Macarlarla savaşırken 1097'de öldü. Macaristan Kralı Kalman 1102'de Biograd na Morida Hırvatistan kralı olarak taç giydi. Bu târihten îtibâren Macaristan ile olan birlik sekiz yüz yıl devam etti. Bu birlik döneminde kendi meclisi bulunan Hırvatistan'da idâreden ban ismi verilen kralın yerel temsilcisi sorumluydu. Varna (1444) ve İkinci Kosova (1448) muhârebeleri sonunda Osmanlı Devleti, Hırvatistan'ın güney bölümünü hâkimiyeti altına aldı. Mohaç Meydan Savaşında (1526) Macaristan Kralı Lajos mağlup olunca, Hırvat topraklarının büyük bölümü Osmanlı hâkimiyeti altına girdi. On altıncı asrın sonlarına kadar Hırvatistan sancak beyleri tarafından idâre edildi. 1583'te eyalet durumuna getirilerek beylerbeylerinin idâresine verildi.İkinci Viyana turları Kuşatmasının ardından, Osmanlı Devletinin Avrupa turları'da gerilemesinden faydalanan Avusturya, Prens Eugéne komutasındaki orduları ile Hırvatistan topraklarını işgal etti (1697). Karlofça Antlaşmasıyla Besarabya'dan çekilen Osmanlılar, Pasarofça Antlaşmasıyla da Sava Nehrinin güneyinde kalan toprakları kaybettiler. Böylece Hırvatistan'daki Osmanlı hâkimiyeti son bulmuş oldu. Osmanlıların bölgeyi bırakmalarından sonra Hırvat toprakları özellikle Hırvat olmayan soylulara verildi. On sekizinci asrın sonlarına doğru Avusturya'nın mutlakiyetçi idâresi Macar ve Hırvat soyluları birbirine yaklaştırdı. Hırvat Meclisi 1790'da Macar Meclisi menfaatine bâzı yetkilerinden vazgeçti. Napoleon I, 1805'te Hırvat ve Sloven topraklarını İllirya eyâletine kattı isede bu toprakları 1813'te kaybetti. 1822'de eski sınırlarına kavuşan Hırvatistan, Macaristan ile bağlarını yeniden kurdu. Bölge 1849'da Avusturya taht topraklarına katıldı. Hırvatistan 1868'de özerk statülü Macar taht toprağı îlân edilerek Hırvatistan-Slovenya Krallığı adını aldı.Birinci Dünya Savaşının ardından Hırvat Meclisi, 29Ekim 1918'de Avusturya ve Macaristan ile olan bağlarını kopararak bağımsızlığını ve Sırp, Hırvat, Sloven krallığına bağlandığını îlân etti. Bu krallık daha sonra Yugoslavya adını aldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya'nın Almanya turları tarafından işgal edilmesinden bir süre sonra, 10 Nisan 1941'de Zagreb'de bir Bağımsız Hırvatistan Devletinin kurulduğu îlân edildi. Bu devlet italya turları veAlmanya tarafından hemen tanındı. Devlet; Slovenya, Bosna-Hersek ve Dalmaçya'nın bir bölümünü içine alıyordu. Yeni devletin başına getirilen, Ustana adlı Alman yanlısı terör örgütünün lideri Aute Paveliç aşırı zorbalığa ve şiddete dayalı bir diktatörlük rejimi kurdu. Savaş sırasında komünist partizanlar birçok bölgeyi ele geçirdiler. Bu bölgelerde "Ulusal Kurtuluş Konseyi" kurdular. Zagreb'in 1945'te partizanların eline geçmesinden sonra Konsey halk hükümeti hâlini aldı. Daha sonra bir halk cumhuriyeti olarak Yugoslavya ile birleşti.1980'li yılların sonlarında görülen komünist ülkelerdeki demokratikleşme hareketi Hırvatistan'da da etkili oldu. 1989'da Sırbistan ile Hırvatistan ve Slovenya'nın ilişkileri bozuldu. Aynı sene Hırvatistan Komünist Partisi kongresinde çok partili sisteme geçme kararı alındı. Nisan 1990'da yapılan seçimleri Hırvatistan Demokratik Birliği kazandı. Hırvatistan 1991 Temmuzunda bağımsızlığını îlân etti. Bunu eski Yugoslavya'yı meydana getiren Cumhûriyetler tâkib etti. Yugoslav ordusunun desteğini alan Sırp çeteleri Slovenya ve Hırvatistan'a karşı saldırıya geçti. 1992'de Slovenya ve Hırvatistan ile Sırplar arasında barış sağlandı ise de arasıra çatışmalar sürmektedir

Roma Avrupa tatil

Örneğin metroda bile Roma turları dönemine ait sur kalıntılarını görmek mümkün, hem de antik bir Roma yolu üzerinden geçerek. Ya da bir otelin arka bahçesinde, aniden bir kilise çıkıyor karşınıza; yüzyılları aşarak bugünlere gelen freskleriyle Aya Yorgi Kilisesi gibi. Bulgar Ortaçağının mimari stili ile göz dolduran bu nadide eseri, 4.yy tarihli, etrafında Roma kalıntıları var ve UNESCO Dünya Mirası listesinde.Kültür hayatı çok hareketli olan Sofya’nın Ulusal Kültür Sarayı, 2005 yılında Avrupa turları'nın en iyi kültür kompleksi seçilmiş. Sekiz bin kişi kapasiteli, modern bir yapı. Burada, oldukça düşük tutulan bilet fiyatlarıyla seçkin tiyatro, opera, bale eserleri ve konserler izlemek mümkün. Sofya Uluslararası Kitap Fuarı da her sene burada düzenleniyor.Sofya üniversiteleri binlerce yerli-yabancı öğrenciye sahip. 1888 yılında kurulan “St. Kliment Ohridski” Üniversitesi, Bulgaristan’ın en eski, en büyük ve en saygın üniversitesi. Barok tarzı gösterişli bir binaya sahip. Teknik Üniversite, özellikle mühendislik bölümleriyle Avrupa'nın en köklü okullarından. Tıp Üniversitesi, bünyesindeki çok sayıda hastane ile en iyi tedavi merkezi. Dünya standartlarında eğitim veren inşaat- Mimarlık Üniversitesi ise, 1942’den beri faaliyette.Sofya’da toplu taşıma araçları son derece ucuz. Bu da şehirde gezintiler yapmayı kolaylaştırıyor. Hızla değişen bir kent, Sofya. Büyük alışveriş merkezleri, mega sinemalar, genişleyen metro. Boris parkı meydanında büyük konserler veriliyor. Taptaze sebze-meyveleri, peyniri, ekmekleri, hamur işi ve şarap çeşitleri ile Sofya merkez pazarı, Bulgar mutfağını tanımak anlamında oldukça yol gösterici. Pazarda enteresan antik parçalar da bulmak mümkün. El yapımı, işlemeli dantel örtüler, her tür hediyelik eşya, yılın her günü satılan her dilde eski kitaplar, haritalar. Sofya gezintisinden keyif almamak imkânsız.

bulgaristan turları

Sofya, Batı Avrupa’yı Orta-Doğu’ya, Tuna kıyılarını Akdeniz’e, ve Karadeniz’i Adriyatik kıyılarına bağlayan hatların kavşak noktasında yer alan önemli bir başkent.

Bulgaristan’ın başkenti Sofya yaklaşık 1 200 000 nüfuslu bir şehir. Ülkenin batı kesiminde, ünlü Vitosha dağlarının kuzey eteklerinde kurulmuş. Tarihi oldukça eskilere gidiyor. Burada yerleştikleri bilinen en eski topluluk, bir Trak kabilesi olan Serdi’ler. Daha sonra, burayı işgal eden Romalılar kente Serdika adını vermişler. 9. Yüzyılda, Han Krum liderliğindeki Tuna Bulgaristanı döneminde ise, Sredets ismini almış. Kentin 11. yüzyılda, Bizans hakimiyeti sırasındaki ismi ise Triaditsa. Sofya isminin ortaya çıkması ise, 14. yüzyıla rastlıyor. Sofya, 1879 tarihinde Bulgaristan turları'ın başkenti ilan edilmiş

Bulgaristan tatili St Petka

It's Not sık sık bir on dördüncü yüzyılda bir kilise yarı ortasında karaya-sular altında alışveriş merkezi rastlamak, ancak bu zaman Sofya savaş sonrası planlamacıları iki şeritli otoyol boyunca koşmaya karar verdik St PETKA befell kader ya bu yan. Incongruously cam çevrili-fronted hediyelik eşya dükkanları, bu bir kilise daha nemli bir mağara daha feels like a delightful, dar alan, ve biraz soluk on altıncı yüzyıl freskleri özellikleri

Paris balkan fransa bulgaristan rusya amerika

Sofya Vadisi'nin büyük bir alanını kapsayan şehrin kuzeyinde Sıra Dağlar (Stara Planina), doğusunda ve güneydoğusunda Sredna Gora, doğusunda Vitoşa dağı, batısında ise Lülin, Viskâr ve Çepın dağları bulunur. Şehir, İskır nehrinin ve soldaki kollarının şeritleri üzerine kuruludur.Tarihçesi Alexander Nevski Katedrali, SofyaMimar Sinan tarafından yapılan Sofya Banyabaşı Camii (1576) Balkanlar'ın Paris turları'i sayılan Sofya'nın tarihi eski çağlara uzanır. M.Ö. 8.–7. yüzyıllarda, bugünkü merkezin bulunduğu yerde Serdi adında Trakyalı bir kabile yaşamış. Balkan turları yarımadasında ardarda zaferler kazanan Roma, Trakyalılar'ın serbest hayat tarzına son vermiş. Romalılar, hakimiyeti altına aldıkları yerlere idarî ve askeri düzen oturtmaya önem vermişler. Romalılar'ın hakimiyeti altına giren bu şehre Serdika adı verilir. Böylece Serdiler'in şehri anlamına gelen Serdika, önemli ticarî ve idarî merkez olmuştur.Doğu Roma İmparatorluğu'nun kavşak şehri olması itibarıyla Serdika, hep akınlara uğramış. Bu akınlar esnasında şehre büyük ölçüde zarar verilmiş. Şehir bir daha eski büyüklüğünü elde edememiş, yalnız kale ve bugün başkentin de adı olan Aya Sofya Kilisesi tamir edilmiştir.6. yüzyılda, Justinianus zamanında, Serdika tekrar Doğu Roma İmparatorluğu'nun önemli şehri haline gelir. Bundan hemen sonra şehir, Balkan yarımadasına hücum eden Slavların akınlarına maruz kalır ve tamamıyla Slavlaşır. 9. yüzyıllarda Han Krum zamanında Serdika Slav ismi olan Sredets ismini alır ve geniş alana yayılmış olan Orta Çağ Bulgar Devleti'nin önemli askerî, siyasî ve kültür merkezi haline gelir.Bulgar Devleti'nin Osmanlı hakimiyeti altına girmesiyle Sredets şehri, 13. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın yetmişli yıllarına kadar Osmanlı Devleti'nin egemenliği altında kalmıştır. Bu arada 14. yüzyılın sonlarında şehir Sofya ismini alır.Sofya, Osmanlı hakimiyeti altına 1382 yılında girmiştir. Bazı belgelere göre bu yıllarda şehir güzelliğiyle meşhur olup Osmanlı'nın büyük hayranlığını kazanmıştır.Sofya 3 Nisan 1879 tarihinde Bulgaristan'ın başkenti olarak ilan edildi. O dönemde Sofya, savunma tesisatı kuvvetlendirilmiş, meslek ve ticarî bakımdan iyi gelişmiş, zengin bir şehirdir.Osmanlı hakimiyetinin sona ermesinden sonra, coğrafi konumundan ve ekonomik gelişmeye elverişli olduğundan dolayı, Bulgaristan'ın başkenti ilan edilen şehrin altyapısının gelişmesine ulusal önem verilmiş. Şehirde çok sayıda bulunan arkeolojik anıtlar, sanat eserleri ve savunma tesisatları, eski Serdika'nın önemli ve gelişmiş bir merkez olduğunu ispatlıyor.Kurtuluş Savaşı'ndan ( 1877–78 Osmanlı–Rus Harbi) sonraki yıllarda, Sofya'nın en meşhur yapılarından bazıları olan Meclis Binası, 'İvan Vazov' Halk Tiyatrosu, Merkez Kaplıcası, Bilimler Akademisi, Sofya Sv. Kliment Ohridski Üniversitesi, Millî Kütüphane, Anıt–Mabed Sv. Aleksander Nevski Kilisesi gibi yapılar inşa edilir.Yönetim Sofya şehrinin 24 belediyesi bulunmaktadır: BunlarSofya Belediyeleri Bankya Vitosha Vrabnitsa Vazrazhdane Izgrev Ilinden Iskar Krasna polyana Krasno selo Kremikovtsi Lozenets Lyulin Mladost Nadezhda Novi Iskar Ovcha kupel Oborishte Pancharevo Poduyane Serdika Slatina Studentski grad Sredets Triaditsa Sofya'nın şu andaki belediye başkanı Boyko Borisov'durYönetim Sofya şehrinin 24 belediyesi bulunmaktadır: Bunlar1. Bankya2. Vitosha3. Vrabnitsa4. Vazrazhdane5. Izgrev6. Ilinden7. Iskar8. Krasna polyana9. Krasno selo10. Kremikovtsi11. Lozenets12. Lyulin13. Mladost14. Nadezhda15. Novi Iskar16. Ovcha kupel17. Oborishte18. Pancharevo19. Poduyane20. Serdika21. Slatina22. Studentski grad23. Sredets24. TriaditsaSofya'nın şu andaki belediye başkanı Boyko Borisov'dur.Kardeş Şehirler* Fransa turları Paris, Fransa* İsrail Tel Aviv, İsrail* Türkiye Ankara, Türkiye* Yunanistan Atina, Yunanistan* Rusya turları St. Petersburg, Rusya* Amerika turları Birleşik Devletleri Pittsburgh, Amerika Birleşik Devletleribu bilgiler wikipedia dan alınmıstır bilgi verilmek amacıyla ..sofya Bulgaristan turları resimleri manzaralari

Balkan'lara tarih turları

Osmanlı devri ile beraber de kökleşen Türk özellikleri, bugün Balkan turları Türkleri dışında, Balkanlar’da yaşayan diğer halklarda da çeşitli şekillerde görülmektedir. Söz konusu Balkan dilinde (Türkçede değil) kullanılacak kadar içselleşen bu Türkçe yer adları, bu izlerden birisi sayılır. Balkanlar’da yerleşim birimleri ve yerlerin adlarının Türkçe isimleri, 600 yıl civarındaki siyasî ve sosyal gelişimler olarak oluşmuştur. Burada sözü edilen durum ise, Türkçede kullanılan şekillerden bağımsız olarak, ilgili dilde yaşıyor olmasıdır.Söz konusu Balkan dilindeki şekilleri ile yer adları:Sırbistan: Ada, Adakale, Alibunar, Bor, Kula, Majdanpek, Novi Pazar, ĆuprijaMakedonya: Demir Hisar, Demir Kapija, Kumanovo.Bosna-Hersek: Sarajevo, Tuzla.Hırvatistan: Bakar.Arnavutluk: Bajram Curri, Kepenek, Ahmetaj.Bulgaristan: Harmanli, Kırcali, Kazanlık, Kula, Pazardzik, Durankulak, Pamukci.Karadağ: Mahala, Virpazar, Kazanci, Timar, Han, Kula.Kosova: İpek, Elezhan, Yakova, Firuzağa, Mamuşa.Romanya: Teleorman, Baba Ana, Azaplar, Tuzla, Topalu, Saraiu, Techirghiol, Babadag, Beştepe

balkan yunanistan avrupa tatil

Balkanlar’ın 19. yüzyıldaki son dalgalanmalar devrine girmesi, 1. ve 2. Balkan turları Savaşları’nı hazırlamış ve bu savaşlar sonucunda, Osmanlı Devleti’nin egemenliği ortadan kalkmış, Balkanlar için günümüze dek süren gelişmeler yaşanmıştır. Bu süreçlerde en büyük zararlardan birini Balkan Türkleri yaşamışlardır. Balkan Savaşları’nın üstünden daha 100 yıl geçmeden (2009), Balkanlar’daki Türk nüfusu çok ciddi bir kayba uğramış, Türkleri azınlık hâline getiren süreçler yaşanmıştır. Bugün Türkler Balkanlar’da (Türkiye toprakları hariç tutulursa); Sırbistan’da % 0,2; Kosova’da % 8-9’luk; Makedonya’da %11; Yunanistan’da (Batı Trakya ve Ege Adaları’nda) % 3-4; Bulgaristan’da % 20; Balkanlar’ın hemen yanındaki Romanya’da (Tatar Türkleriyle beraber) % 3 civarlarında bir nüfus oranlarındadırlar. Osmanlı devrinde birçok bölgede nüfus oranı olarak üstün olan Türk nüfusu, 1912 yılı civarıyla beraber hızla Türkiye’ye akmıştır.Bosna Hersek, Osmanlı Devleti’nden 19. yüzyıl sonlarında ani bir ilhakla koparılıp Avusturya-Macaristan’a dâhil edilmişti. Bu süreçten günümüze dek Bosna Hersek ve Boşnaklar, oturmuş bir sisteme ve düzene sahip olamamışlardır. Son Yugoslavya savaşındaki katliamların yaralarını bugün bile sarmaya çalışan ülke, yasal olarak iki; fiilen üç parçalı bir idarî yapıdadır. Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatların kamplaşmasının artma ihtimali, ülkede yeni sıkıntıları doğurabilme potansiyeli taşımaktadır.Sırbistan, Yugoslavya kurulana dek, Osmanlı devrinden beri büyüyegelen bir yapı arz etmişti. Yugoslavya’nın parçalanması ile yaşanan süreçler sonucunda kendi içinde yaşanan son çatışmalar ve savaşlarla şu an, en küçük sınırlarına yaklaşmıştır. Kuzeyindeki Voyvodina adlı özerk bölge de bağımsızlığa kavuşur ise, Sırbistan tarihinin en küçük sınırlarına kavuşmuş olacaktır.Karadağ, Yugoslavya’nın parçalanması akabinde Sırbistan ile hareket etmişti. Son süreçte bağımsızlığına kavuşarak yeni bir devlet oldu. Hâlihazırda, ülke olarak oturma evresindedir.Son bağımsız ülke Kosova Cumhuriyeti, dünya siyaset arenasında lobiler arası çalışmalarla kalıcı bir konum elde etme çabasındadır. Bu son süreçte Sırbistan ve onun ardındaki Ortodoks camia ile Batı dünyası ve Türkiye, iki ayrı kutup gibidirler.Yunanistan, kuzeybatı kısımlarındaki Arnavut azınlık ve kuzeydoğusuyla adalarındaki Türk azınlık ile, kuruluşundan itibaren mücadele içindedir. Kuruluşundan itibaren Türkleri sürekli baskı altında tutmakta ve anayasal olarak da kabul etmemektedir (Türk yerine Müslüman Helen tabiri). Ülke, devlet politikaları ile ciddi ve hızlı bir asimilasyona zorlayarak veya yurt dışına göçe sebep ettirerek Yunanistan’daki Türk nüfusunun hızla azalmasına sebep olmuştur. Ayrıca, eğitim hakkı konusunda da yaşanan sıkıntılarla, Yunanistan’daki Türklerin kültürel gelişkinlikleri, olması gereken düzeyin altındadır. Aynı şekilde, Kuzeybatıda Arnavutluk sınırlarındaki Arnavut nüfusun hak taleplerine her yöntemle karşı gelmekte ve Yunanistan turları Arnavutlarını yok saymaktadır.Bulgaristan, 1980’lerde ülkede azımsanmayacak bir nüfus oranına sahip Türklerle şiddet, asimilasyon gibi yöntemlerle uğraşmış, bu nüfusun haklardan mahrumiyetine veya göç etmesine (Türkiye’ye) sebep olmuştur. Avrupa turları Birliği tam üyeliği gibi 2000’li yılların süreciyle beraber, ülkedeki Türk nüfus biraz rahatlamıştır.

avrupa kıbrıs bulgaristan hırvatistan balkan tatil turları

20. yüzyılda Balkanlar’daki devletlerin gelişimleri kısım kısım farklı bir süreç izlemiştir.
Yunanistan, 1952’den beri NATO’nun ve 1981’den beri de Avrupa turları Birliği’nin üyesidir. Yunanistan ayrıca, Eurozone ve Batı Avrupa Birliği’nin de üyesidir. Slovenya ve Kıbrıs turları Cumhuriyeti 2004’ten beri Avrupa Birliği’ne üyedirler. Bulgaristan turları ve Romanya da 2007’de Avrupa Birliği bünyesine katılmışlardır. Türkiye, 1963’te Avrupa Birliği üyeliği için başvurmuş, 2005’te de üyelik görüşmelerine başlama hakkı elde etmiştir. Hırvatistan turları ve Makedonya, 2005 yılında Avrupa Birliği üyeliğine adaylık statüsü kazanmıştır. Karadağ ve Sırbistan da Avrupa Birliği üyeliği konusunda girişimleri olan diğer Balkan turları ülkelerinden biridir.Genel olarak Balkanlar’da, devlet yönetimlerinin niyetleri Avrupa Birliği’nden yana imiş gibi görünmektedir.17 Ekim 2007 tarihinde Hırvatistan, 2008-2009 süreci için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine kabul edilmiştir.2004 yılında Bulgaristan, Romanya ve Slovenya devletleri NATO’ya üye olmuşlardır.2006 yılında Karadağ, Sırbistan-Karadağ federasyonundan ayrılmıştır. Bu ayrılık, birçok dünya devletinde Balkanlar’da yeni siyasî ve sosyal sıkıntıların sebebi olarak düşünülmüş olsa da herhangi bir sıkıntı yaratmamıştır.Kosova, 17 Şubat 2008 tarihinde tek taraflı olarak Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan etmiştir.Arnavutluk ve Hırvatistan, 1 Nisan 2009 tarihinde NATO’ya katılmışlardır

bulgaristan balkan yunanistan tatil ve tarih

Bu dönemde Balkanlar’da komünist-sosyalist idareler altındaki ülkelerde milliyetçilik ortadan kalkmamıştı. 1984 yılında Todor Jivkov’un idaresindeki komünist Bulgaristan’da Türkler üzerine çok sert asimilasyon ve caydırma politikaları uygulanmıştır. O dönemde Bulgaristan turları nüfusunun çok ciddi bir bölümünü oluşturan Türklere, isim değiştirme, din değiştirme, zorunlu göç ettirme, işkence vb. yöntemlerle asimilasyon politikalarına girişilmiştir. Jivkov yönetimine karşı gelen Türkler, işlerini, eğitim haklarını ve hatta yaşamlarını kaybetmişlerdir. Bu dönemde baskılardan kaçmak için çeşitli yollarla Türkiye’ye doğru milyonları oluşturan bir Türk göçü yaşanmıştır. Diğer birçok Balkan turları ülkesinde olduğu gibi, Bulgaristan’da da camiler kapatılmış, İslamî gereklerin yaşanmasına izin verilmemiştir. 1989’da devletin ağır politikalarına karşı koyan Türkler içinde 300.000’in çok üzerinde bir kesim ülkeden sürgün edilmiştir.[14]Soğuk Savaş döneminde Josip Broz Tito yönetimindeki Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti (1948) ve Arnavutluk (1961) devletleri Sovyetler Birliği ile ayrı düştü. Bulgaristan ile birleşme fikirlerini geri çeviren Yugoslavya yönetimi, kısa bir zaman sonra kurulan Bağlantısızlar Hareketi’ne katılmıştır. Arnavutluk ise Komünist Çin ile kurulan ilişkilerin de etkisiyle dünyadan soyutlanmış, içe kapanık bir ülke hâlini almıştır. Bu dönemde Arnavutluk, Enver Hoca idaresinde katı bir rejim altında olmuştur.Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti de, Soğuk Savaş döneminde ciddi miktarda Türk nüfusu barındıran bir Balkan ülkesi idi. Bu ülkede, özellikle Kosova Özerk Sosyalist Cumhuriyeti, Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti ve Sırbistan Sosyalist Cumhuriyeti içindeki Sancak bölgesinde Türkler yaşamaktaydılar. Ayrıca, Kosova Özerk Sosyalist Cumhuriyeti, Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti’nde Arnavutlar da önemli bir nüfus oranına sahip idiler. Sosyalist sistemle yönetilen Yugoslavya’da bu iki halk üzerinde çoklukla devletin özel bir dikkati olmuştur. Devletin hakkaniyetle yönetildiği dönemde, dil, eğitim gibi hakları verilen bu halklar, ülkenin bütünlüğünde yer almışlardır. 1990’larla beraber çatırdayıp çöküşe giden Yugoslavya sistemiyle beraber halkların da kısmî tepkileri başlamıştır.Balkanlar’da her zaman komünizmin dışında kalan iki ülke Türkiye ve Yunanistan turları olmuştur

balkan bulgaristan rusya mısır

Özellikle Balkan turları topraklarında meydana gelen isyanlar, devletin günden güne zayıflamasına ve sonunda parçalanmaya kadar varan bir sürece götürmüştür. 1789'da meydana gelen Fransız İhtilali Avrupa 'da eşitlik, adalet, özgürlük, bağımsızlık, anayasacılık vb. birçok yeni düşüncenin ortaya çıkmasına sebep oldu. Ortaya çıkan bu yeni düşünceler kısa sürede, bütün dünyada olduğu gibi Balkanlar’da da hızla yayıldı.Yukarıda da belirtildiği gibi, 19. yüzyıldaki sistematik ayaklanmalardan önce 18. yüzyılda da Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan turları gibi bazı Osmanlı Balkan eyaletlerinde daha çok, vergilerin toplanması ve birtakım ekonomik sebeplerden ötürü ufak çaplı köylü ayaklanmaları olmuştu. Ancak ilk büyük ayaklanma 19. yüzyılın hemen başında Sırbistan'da patlak verdi.Sırpların isyanında; Fransız İhtilali'nin getirdiği milliyetçilik fikirlerinin yanı sıra, büyük devletlerin kışkırtmaları, Sırp topraklarının 18 yüzyıldaki Osmanlı-Avusturya Savaşları sebebiyle harabeye dönmesi, Osmanlı yönetiminin eski gücünde olmaması ve cazibesini yitirmesi, Yeniçeri ileri gelenlerinden bazılarının halka zulmetmesi gibi birtakım sebepler sayılabilir.Yeniçeriler 1801 yılında Sırbistan'da, Osmanlı padişahının temsilcisi olan Belgrad paşasını öldürdüler. Bölgede kendilerine karşı koyacak bir güç olmayan yeniçeriler, âdeta bölgeyi keyfî bir askerî yönetimle idare ediyorlardı. Yeniçeriler, birtakım gerekçeler ileri sürerek 72 Sırp ileri gelenini idama mahkûm ettiler. Bu olay 1804 yılında Sırp halkının, bir domuz tüccarı olan Kara Yorgi'nin başkanlığında ayaklanarak tepki vermesine sebep oldu.Başlangıçta birtakım haksızlıklara karşı bir tepki olarak başlayan mücadelenin yönü, Sırp kuvvetlerinin İvankovaç Savaşı, Mişar Savaşı ve Deligrad Savaşı'nda Osmanlı kuvvetlerini arka arkaya yenmesi üzerine Kara Yorgi tarafından bağımsızlık olarak değiştirildi. 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı'nın tam bu döneme denk gelmesi de İsyanın bir türlü kontrol altına alınamamasına neden oldu. Ancak Osmanlılar 1809'da yaklaşık 20.000 kişilik bir kuvvetle tekrar Sırbistan'a girdi ve Çegar Savaşı'nda asi Sırp ordusu isyanın başından beri ilk defa ciddi olarak yenilgiye uğratıldı. Ancak Kara Yorgi Rusların da desteği ile isyanını 1812'ye kadar aralıklarla devam ettirdi. 1812 Bükreş Antlaşması'nda Rusların da baskısıyla Sırplara birtakım haklar verildi. Fakat bu verilen haklardan tatmin olmayan ve yukarıda da açıkladığımız gibi tam bağımsızlığı hedefleyen Kara Yorgi tekrar ayaklandı. Tam bu sırada Napolyon'un Rusya turları Seferi'ni başlatmasından da faydalanan Osmanlı Devleti, Ruslardan yardım alma ümidi olmayan Sırplar üzerine bir ordu gönderdi. Türk kuvvetleri karşısında tutunamayan Kara Yorgi yenilerek Avusturya'ya kaçmak zorunda kaldı. Bunun üzerine isyanın liderliğini 3 yıl sonra,1815'de Miloş Obrenoviç aldı. Bu ayaklanmaya müdahale etmesi hâlinde Rusya'nın müdahalesinden çekinen Osmanlı Devleti, Miloş'la anlaşma yoluna gitti. Onu Sırpların prensi olarak tanıdı ve Sırbistan'a kısmî özerklik verdi.1817'ye gelindiğinde Sırp isyanı yatışmış gibi görünüyordu. Ama kısa bir süre sonra bu sefer de, imparatorluk içerisindeki başka bir Ortodoks halk olan Rumlar, 1821'de Eflak'ta Aleksandr İpsilanti(Alexander Ypsilanti) başkanlığında ayaklandılar. Rumların isyanlarını burada başlatmasının sebebi bölgenin Rusya yakın olması sebebiyle ruslardan da yardım alacaklarını ummaları ve ayrıca Eflak halkının da kendilerine destek vereceğini düşünmeleriydi. Ancak Bab-ı Ali tarafından, uzun bir süreden beri bölgeye yönetici olarak atanan Fenerli Rum idarecilerin kötü yönetiminden çok çekmiş olan Eflaklılar'ın isyana destek vermemesi ve İpsilanti'nin çok güvendiği Rus yardımının da bir türlü gelmemesi nedeniyle ayaklanma kısa sürede bastırıldı.Bunun üzerine Avusturya'ya kaçan İpsilanti orada tutuklandı.Romanya'daki ayaklanmanın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Rumlar bu sefer de Mora’da yeni bir isyan başlatarak bağımsız Yunan devletinin kurulduğunu ilan ettiler. Ayaklanma kısa sürede Yunan anakarasının başka yerlerine ve Girit'e de sıçrayarak bölgedeki Türklere karşı bir katliama dönüştü. Ayrıca, Osmanlı ordusunun kara ve deniz kuvvetlerinin isyanı bastıracak yeterliliğe sahip olmaması ayaklanmanın bir türlü kontrol altına alınamamasına sebep oluyordu. Bunun üzerine Sultan II. Mahmut, Mısır turları valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya İsyanı bastırması hâlinde Mora valiliği vaadinde bulunarak onun desteğini istedi. Teklife olumlu yanıt verilmesinden sonra, Osmanlı birliklerinin de desteklediği Mısır kuvvetleri, kara ve denizden Mora yarımadasına, Yunanlara karşı saldırıya geçti. Yunanları kısa sürede yenilgiye uğratan Mısır ordusu 1827'de Atina 'yı ele geçirerek asi Yunan hükümetini ortadan kaldırdı.Balkanlar’da 19. yüzyılda başlayan isyanlar, etnik karşıtlıklardan kaynaklı çatışmalar sonrasında patlak veren Balkan Savaşları, bölgedeki Osmanlı egemenliğini sarsmıştır. 1. Balkan Savaşı’nda çok sayıda cephede, büyük birliklere karşı savaşmak zorunda kalan Osmanlı ordusu, birkaç savaş hariç, geri kalan bütün savaşlardan yenilgiyle ayrılmıştır. Bu savaşlar sonrasında sınırları bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin batı sınırlarının bile gerisine gitmiştir. Akabinde gerçekleşen 2. Balkan Savaşı’nda bir nebze dahi olsa toparlanan Osmanlı ordusu, kaybettiği küçük birkaç toprak parçasını ve Edirne’sini geri almıştır.[12]1878’de dağılmanın eşiğine gelen Osmanlı İmparatorluğu’nun kesin çöküşüne giden yolun dönüm noktası Balkan Harbi oldu. Onun ardından başlayan Birinci Dünya Savaşı bu süreci tamamladı. Esasen Balkan Harbi, âdeta Avrupa’daki karşıt ittifakların aralarındaki hesaplaşmaya ve paylaşım savaşına hazır olmak amacıyla ürettikleri modern silahların denendiği “kostümlü” bir prova olmuştu. Birinci Dünya Savaşı’nın halledemediği sorunlar bir şekilde İkinci Dünya Savaşı ile çözüldü. Tüm bu süreçte 150.000.000’dan fazla insan yaşamını kaybetti

balkan edirne iskoçya viyana

Osmanlılar, Balkan turları Yarımadası'na ayak bastıklarında bölgede, kendilerine karşı gelebilecek ne güçlü bir siyasî birlik ne de güçlü bir devlet bulunmaktaydı. O dönem Balkanlar'ın en güçlü devleti olan Sırp İmparatorluğu bile Osmanlıların askerî gücüne dayanamayarak 15. yüzyıl ortalarında çöktü.Osmanlı Türkleri, Trakya'ya ayak bastıktan sonra, 1361'de Edirne turları'yi ve 1363’te de Filibe'yi alarak bölgede ilerlemeye başlaması, aralarında çeşitli dinî, siyasî, askerî vb. sorunlar olan Balkan halklarının (Bulgarlar, Sırplar, Arnavutlar, Bosnalılar, Eflaklılar, Boğdanlılar, Hırvatlar, Slovenler) bu sorunlarını bir kenara bırakıp yaklaşan "Türk" tehlikesine karşı birleşerek savunma ve saldırılar yapmalarına sebep oldu. Bu seferlere, Balkan devletleri dışında zaman zaman, bölgenin hamiliği rolünü üstlenen Macar Krallığı doğrudan İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya, İtalya, Lehistan ve iskoçya turları gibi çeşitli Avrupa ülkeleri de bir miktar asker göndererek dolaylı yönden iştirak ettiler.Haçlı Orduları ile Osmanlılar arasında 14. yüzyıl ortalarında Sırpsındığı Savaşı (1364) ile başlayan çatışmalar I. Kosova Savaşı (1389), Niğbolu Savaşı (1396), Varna Savaşı (1444) ve son olarak da II. Kosova Savaşı (1448) ile 15. yüzyıl ortalarına kadar devam etti.II. Kosova Savaşı’nın kaybedilmesi Balkan uluslarının Türklere karşı direnişinin kesin olarak sona ermesine neden oldu. Bölge, bu savaştan 17. yüzyıl sonlarındaki II. Viyana turları Kuşatması’na kadar, diğer dönemlere oranla göreceli de olsa sakin ve huzurlu bir dönem geçirdi. Bunda o dönemki Osmanlı yöneticilerinin bölgeden yalnızca bir miktar vergi almayı yeterli görmesi ve halkın gelenek, görenek, inanç ve ibadet olarak ifade edebileceğimiz yaşam tarzına karışmaması önemli bir yere sahiptir. Ayrıca, bundan önceki yerel yöneticilerin baskı, zulüm, adaletsizlik ve ağır vergileri altında ezilen bölge halkının Osmanlıların buraya getirdiği barış, huzur, adaleti ve oluşturdukları hoşgörü ortamını beğenmeleri ve benimsemeleri, yarımadada 15. yüzyıl ortalarından başlayıp 17. yüzyıl sonlarına kadar devam eden huzur ve sakinliği açıklamakta kullanılabilir.II. Viyana Kuşatması'nda Osmanlı ordusunun uğradığı ağır yenilgi hem Türkler, hem Avrupalılar, hem de Balkan ulusları için önemli bir dönüm noktası oldu. Avrupalılar artık, Türkleri yenilmez korkunç bir güç olarak görmemeye başladılar. Aralarında kutsal bir ittifak kurarak Osmanlılara karşı saldırıya geçtiler. Avrupalı müttefiklerle Türkler arasındaki çok kanlı ve uzun savaşlar (1683-1699), Türklerin 1699 Karlofça Antlaşması'nı imzalayarak pes etmesiyle sona erdi.Karlofça Antlaşması sonrası Osmanlı Devleti’nden kopardığı toprak parçalarıyla Balkanlar'a komşu olan Avusturya ve Doğu Avrupa'da Deli Petro tarafından gerçekleştirilen reformlarla büyük bir güç olarak ortaya çıkan Rusya, 18.yüzyıldan itibaren Balkanlar'daki halkları kendi çıkarları doğrultusunda ve Osmanlı Devleti'ni zayıflatmak amacıyla kışkırtmaya ve ayaklandırmaya başladılar. 18. yüzyılda meydana gelen isyanlar 19. yüzyılda meydana gelen ayaklanmalara nazaran daha küçük çapta ve kısa süreli olmalarına rağmen, 18. yüzyıl isyanlarını, 19. yüzyılda meydana gelecek daha büyük çapta, uzun süreli ve sistematik ayaklanmalara hazırlık niteliğinde görülebilir

avrupa balkanlar

Avrupa kıtasının güneydoğusunda yer alan topraklara BALKANLAR denir.
Balkan Yarımadası ya da Balkan turları denilir. Bazı yayınlarda Güneydoğu Avrupa turları olarak da adlandırılır. Bunlar içinde, “Balkan” sözünün kullanımı bütün dillerde vardır. Bölge Avrupa'nın yoksul, geri kalmış ve sorunlu yerlerinin başında gelir. Osmanlı Devleti’nin bölgedeki hükümranlığının bitişinden itibaren Balkanlar’ın paylaşımına dair sıkıntılar günümüze dek sürmüştür. Bölge, 55.000.000 civarında insanın yaşadığı bir toprak parçasıdır.

Bulgaristan hırvatistan

Balkan ÜLKELERİ Ülke ve Bayrağı Balkanlar’daki Toprak Oranı Balkanlar’daki Yüzölçümü (km²) Yüzölçümü (km²) Nüfus (2002) Nüfus Yoğunluğu (km²) Başkent

Balkan ülkeleri: Arnavutluk % 100 Tamamı 28,748 3,544,841 123.3 Tiran Bosna-Hersek % 100 Tamamı 51,129 3,964,388 77.5 Saraybosna Bulgaristan turları % 100 Tamamı 110,910 7,621,337 68.7 Sofya Karadağ % 100 Tamamı 13,812 616,258 44.6 Podgorica Kosova % 100 Tamamı 10,912 2,200,000 220 Priştine Makedonya % 100 Tamamı 25,333 2,054,800 81.1 Üsküp Yunanistan % 100 Tamamı 131,940 10,645,343 80.7 Atina Hırvatistan turları % 49 27,705 56,542 4,390,751 77.7 Zagreb Sırbistan[5] % 73 56,556 77,474 7,365,507 107.4 Belgrad Balkanlar’da az miktarda toprağı olan ülkeler: Slovenya % 27 5,473 20,273 1,932,917 95.3 Ljubljana Romanya % 9 21,455 238,391 21,698,181 91.0 Bükreş Türkiye[6] % 5 40,728 814.576 70,044,932 85.9 Ankara

Amsterdam Bodrum

PAZARLARAlbert Cuyp Markt: Albert CuypstraatPazartesi-Cumartesi günleri 10:00'dan 16:00'e kadar açıktır. Ulaşım: Ferdinand Bolstraat'a giden 16, 24 ya da 25 no'lu ; veya Van Woustraat'a giden 4 no'lu tramvay.Bu kilometrelerce uzanan ve 350 mağazadan oluşan pazarda aklınıza gelebilecek herşey bulabilirsiniz.(yemek, giyim, çiçekler, bitkiler ve tekstil ürünleri) Köy Pazarı (Boerenmarkt)Noordermarkt Ulaşım: Haarlemmer Huittuinen'e giden 18 veya 22 no'lu otobüs.Buna Bio Market de denir. Sağlıklı ve doğal ürünlerinin satıldığı pazar.This market, also known as the Bio Market, caters to Amsterdam turları's growing infatuation with health foods and natural productsIt takes place every Saturday from 8am to 2pm.Bookmarket (Kitap Pazarı)Spui Ulaşım: Spui'ye giden 1, 2 veya 5 no'lu tramvay.Çalışma saatleri: Cuma, 10:00'dan 16:00'e kadar Amsterdam'ın en büyük kitap pazarı. İkinci el kitapları satan da 25-30 tane mağaza vardır.ALIŞVERİŞ MERKEZLERİMagna PlazaSpuistraat 168 , Dam Square's Royal Palace'ın arkasında.Tel: 020/626-9199 Ulaşım: Dam Square'e giden 1, 2, 5, 13, 14, 17 veya 20 no'lu tramvay.Eski Merkez Postane binasında bulunan Magna Plaza'nın mağazalarında neredeyse herşey bulunur.En büyük ve gürültülü mağazası Bodrum turları katında bulunan Virgin Records Superstore.Marks & SpencerKalverstraat 66-72 Tel: 020/620-0006 Ulaşım: Spui'ye giden 4, 9, 16, 24 veya 25 no'lu tramvay.Popüler Ingiliz mağazalar zincirinin Amsterdam'daki şubesi. Giyim ürünlerinde herşey bulabileceğiniz bir mağaza, özellikle iç giyimleri Marks & Spencer'den almanız tavsiye edilir.Ayrıca büyük bir yemek departmanı da var .Yemekler de tabi giyim kadar kaliteli ve güvenilir.Oibibio Department StorePrins Hendrikkade 20-21 Tel: 020/553-9355 Pazartesi, 12:00'den 18:30'a , Salı ve Çarşamba 10:00'dan 18:30'a , Perşembe ve Cuma 10:00'dan 21:00'a, Cumartesi 10:00'dan 18:00'ya ve Pazar günü 12:00'den 18:00'ya kadar açıktır.Ulaşım: Centraal Station'a giden herhangi bir tramvay.Kitabevi, Café, Restoran, Çayhane, dans klübün'den oluşan büyük New Age Oibibio Kompleks'in bir parçasıdır. Bebek ve çocuk kıyafetleri, kozmetik, elbise, ev aletleri, kırtasiye, eczane, banyo aksesüarları ve daha çok şeyi burda bulabilmeniz mümkündür.

Amsterdam tatil zamanı

Amsterdam'a gelmek için en iyi zaman ilkbahar lale sezonu (Nisan başından Mayıs ortasına kadar) ve Temmuz ve Ağustos aylarındaki okul tatilleri.
Şehir bu dönemlerde çok kalabalıklaştığı için otellerde yer bulmak daha da zorlaşıyor, pazarlık kavramı ise tamamen ortadan kalkıyor.(Sarımış lalelere Kasım'da bakmak ya da kar fırtınasında bir teras kafede oturmak kim ister ki) Bu dönemlerde gitmeyi planlıyorsanız, rezervasyonu birkaç ay önceden yapmanız tavsiye edilir.Ayrıca, Hollanda'da yaz, bisiklet gezileri için en uygun dönemdir, bu da size göre değilse kanallarda su bisikletine binmemiz mümkündür. Kışın ise otel fiyatlarının düşmesiyle birlikte café ve restoranlar da boşalıyor. Artık Rembrandt'ın "Gece Saati'ni" veya Van Gogh'un eserleri görmek için saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalmazsınız. Ayrıca, kanallarda buz pateni yapmak imkanınız da olacak.Artı, o kanallrın, yazın yeşil ağaçların kapattığı silüetünü görmeniz mümkün olacak

amsterdam tatilde eğlence hayatı

Bulldog PalaceLeidseplein 13-17 (627 19 08).Amsterdam'ın en eski kahvehanelerden biri olan Bulldog Palace bugünlerde hafif uyuşturucu satan büyük bir kahvehaneler zencilerine dönüştü. Leidseplein'deki onlardan en gürültülü ve en büyük. Mekanın diğer bir ilgi çeken tarafı da eski polis karakolunda bulunmasıdır! Gürültülü müzik ve video - daha ne beklerdiniz? Çalışma saatleri: Hergün 09:00'dan 01:00'e kadar BorderlineAmstelstraat 37 (622 05 40)iT gece klübünün tam karşısında bulunan bu cofeeshop'un müşteri grubunu genellikle klübe gelen gençler oluşturmaktadır.House müziği, Her türlü hafif uyuşturucu satılmakla birlikte özel mönü da vardır .Çalışma saatleri: Pazar- Perşembe 11:00'de 00:00'ye kadar, Cuma & Cumartesi 11:00'den 2:30'a kadar açıktır. Bulldog At NightKorte Leidsedwarsstraat 49 (620 89 04).Bulldog'un gece barı Bulldog Palace'in yan köşesinde bulunmaktadır. Aynı binada 6 değişik bar var. Hepsinin de iç tasarımı biribirinden çok farklı: bahçe, tiyatro (canlı müzik ve karaoke) , "Mafia Room" (tren vagonu şekilde tasarlanmış bir bar) vs.Mönüde yemek ve içkilerin yanında hafif uyuşturucu da var. Çalışma saatleri: 22:00'dan 04:00'e kadar ( haftasonları 05:00'e kadar)BulldogOudezijds Voorburgwal 132 (627 02 95)Herşeyin başladığı yer. Red Light District'in ortasında bulunan uzun ve dar bir barın diğer Bulldog mekanlarından hiç bir farkı yok.Aynı sokakta Bulldog'un 90 ve 218 no'lu apartmanlarda iki mekanı daha var.Çalışma saatleri: Hergün 11:00'den 01:00'e kadar açık. (haftasonları 03:00'e kadar.) De DampkringHandboogstraat 29 (638 07 05). 1996'da ve 1997'de Hightimes'in " Cannabis Cub" ödülünü almıştır. Her sene binlerce turistlerin akımına uğrayan bir mekan.Çalışma saatleri: Hergün 11:00'den 01:00'e kadar açık.Free CityMarnixstraat 233 (625 00 31).Vahşi bir havasıyla bilinen bu mekanda dört ayrı oda ve oyunlar mevcut. Çalışma saatleri: Hergün 12:00'den 01:00'e kadar açık. (haftasonları 02:00'ye kadar). BAR & PUBS:Café ChrisBloemstraat 42 Tel: 020/624-5942Ulaşım: Rozengracht'a giden 13, 14, 17 veya 20 no'lu tramvay.1624'te açılmış olan bu barda eskiden Westerkerk'i inşaa eden işçiler hafatada iki gün maaşı almak için toplanıyorlardı. O zamanlardan bir tek banyodaki garip tuvalet kaldı. Pazar günlerdeki opera programlarına genellikle şehrin sosyetetik entelektüeller takılıyor.De DruifRapenburg 83 Tel: 020/624-4530Ulaşım: Prins Hendrikkade'ye giden 22 no'lu otobüs. Çok az kişinin bildiği bir yerdir. Biradan anlayanlar için. 't LoosjeNieuwmarkt 32-34 Tel : 020/627-2635 Ulaşım: Metro ile Nieuwmarkt'a kadar. 1900'da inşaa edilmiş olan bu mekan o zamanlarda yaygın olan at arabası tipi tramvaylar için durak olarak kullanılıyordu.Duvarların tasarımı hala aynıdır. Biranın çok değişik çeşitleri satılmaktadır. De Leydse HerbergheLeidseplein 2 Tel: 020/428-0428 Ulaşım: Leidseplein'e giden 1, 2, 5, 6, 7, 10 veya 20 no'lu tramvay.Flaman bir adını taşımasına rağmen tam bir İngiliz pub'ıdır. Mekanın dört katının herhangi bir köşesinden Sheakespeare veya Man.United konuşmalarını duymak mümkün. Genelde burada sıcak "ale" içmeye tercih ederler, ama soğuk birası da var. STRIPTIZ CLUBSBananenbarOudezijds Achterburgwal 37Tel: 020/622-4670 Genellikle erkekleri toplayan bir mekan. Yiyecekler tamamen vejeteryenlere göre.Casa RossoOudezijds Achterburgwal 106-108 Tel: 020/627-8943 Çalışma saatleri: Pazar- Perşembe, 20:00'dan 02:00'ye kadar, Cuma ve Cumartesi ise, 20:00'dan 03:00'e kadar. Dünyanın en parlak erotik show'lardan biridir. Red Light District'in tam ortasında.AmnesiaOudezijds Voorburgwal 3 Tel: 020/638-1461 Ulaşım: Metro ile Nieuwmarkt'a kadar.Fiyatlar: Giriş: Dfl 10-15 ($5-$7.50). Çalışma saatleri: Perşembe ve Pazar 23:00'den 04:00'e kadar, Cuma ve Cumartesi 23:00'den 05:00'e kadar.Elektronik müziğini (Trance-house ve hard-core) tercih edenler için. Bu tamamen gençlik bir klübü Red Light District'te bulunmaktadır.

Amsterdam tatil ulaşım

Şehirde bisiklet yolları ve bisiklet park alanlarıyla "bisiklet kültürü"nün geliştiği bir merkezdir.Şehirde 1 milyon bisiklet bulunduğu tahmin edilmektedir.Ancak bisiklet hırsızlığı oldukça yaygındır. Bu yüzden bisiklet sahiplerinin büyük kilitlerle bisikletlerini hırsızlara karşı koruma eğilimi vardır.Şehir içinde araç kullanmak tercih edilmez. Çünkü park ücretleri oldukça yüksektir, ayrıca birçok cadde ve sokak araç trafiğine kapatılmıştır. Toplu taşıma otobüs ve tramvaylar ile sağlanır.Şehirde dört metro hattı bulunmaktadır, beşinci hat ise yapım halindedir.Şehir kanallarında deniz taksi ve deniz otobüsleriyle toplu taşıma yapılır. Turistler küçük teknelerle kanallarda şehir turu attırılır.Amsterdam, 1932'den bu yana Hollanda'da otoyolların ana merkezidir. Amsterdam turları Schipol Havalimanı, Amsterdam Ana Tren İstasyonu'ndan trenle 20 dakika kadar uzaklıktadır. Hollanda'nın bu en büyük havalimanı, Avrupa turları'da dördüncü, dünyada onuncu sıradadır. Yılda 44 milyon kişiyle dünyanın en kalabalık üçüncü havalimanıdır.

Amsterdam Turları

Yıllık 4.2 milyon turist ülke dışından Amsterdam turları'a gelir. 17 5-yıldızlı otel, 350 otel, toplamda 45 bin yatak kapasitesi bulunmaktadır. Şehirde birçok müze bulunmaktadır. Bunların en önemlileri Rjiks Museum diğeri ise Van Gogh Museum'dur. Bunların dışında; Amsterdams Historisch Museum Rembrandthuis Anne Frank Huis Troppenmuseum Verzetmuseum Stadelijik Museum gibi daha birçok müze bulunmaktadır. Genelevlerin olduğu "Kırmızı Işıklar" bölgesi ("Red Light District") ile daha çok tütünle karıştırılarak yada karıştırılmadan içilen esrarın, spice cake (esrarlı kurabiye) ve mantarların satıldığı "kahvehane"ler ("Coffee shop") kente gelenlerin ilgisini çeken yerler arasındadır

amsterdam ucuz tatil turları

Kentte 2005 sayımına göre 742.209 kişi yaşasa da, bu sayı çevresiyle birlikte 1,5 milyonu bulur.Özellikle Amsterdam turları'da bulunan Dam Meydanı çok ünlüdür ve dünyanın bir çok yerinden ziyaretçi akınına uğrayan bir yerdir.Amsterdam, çoğunlukla 17. yüzyıldan kalma yapılarıyla, Avrupa 'daki en tarihsel kent dokularından birini barındırır. Kentin eski bölümü iç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşur. Bu kanalların iki yakasındaki tarihsel evlerin bir bölümü bugün ev olarak, gerisi de kamu ya da özel işyeri olarak kullanılır. Kanallar zamanında ülkeyi korumak için yapılmıştır. Kanalların üzerinde de yüzen evler (karavan ve bot şeklinde) bulunur. Tanınmış Concertgebouworkest senfoni orkestrasını Amsterdam'da görebilrsiniz.

Amsterdam Hindistan Londra

Amsterdam Hollanda'nın başşehri. Resmi başşehir olmakla beraber hükümet merkezi değildir. Amsterdam turları Amstel ve İj nehirlerinin kavşağında kurulu bir liman şehridir. Şehrin alanı 167 km2, metropoliten alan 458 km2dir. Kuzey Denizine bir kanalla bağlanmış olup 90'a yakın adadan meydana gelmiştir. Kentte 2005 sayımına göre 742,209 kişi yaşasa da, bu sayı çevresiyle birlikte 1,5 milyonu bulur.12. Yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan Amsterdam, bugün Hollanda'nın, kişi sayısı bakımından en büyük, külturel ve parasal yönden de en önemli kentidir.Amsterdam, çoğunlukla 17. yüzyıldan kalma yapılarıyla, Avrupa 'daki en tarihsel kent dokularından birini barındırır. Kentin eski bölümü iç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşur. Bu kanalların iki yakasındaki tarihsel evlerin bir bölümü bugün ev olarak, gerisi de kamu ya da özel işyerleri olarak kullanılır. Amsterdam'ın ortaçağdan kalan kesimi dar sokakları ile önemli bir trafik sıkışıklığı meydana getirmekte ve metropoliten alan büyüdükçe dış kesimden şehir merkezine yönelen akım git gide artmaktadır. Bu yüzden birçok işletme, şehir dışına taşınmıştır.Eski mahallelerin yenilenmesi, burada oturan fakir kimselerin banliyölere doğru göç etmesine sebep olmuştur. Şehirdeki işgücü açığının büyümesi binlerce yabancı işçinin Amsterdam'a yerleşmesine yol açmıştır. Batı Avrupa'nın diğer eski şehirlerinde olduğu gibi 20. asrın ortalarından sonra doğum oranı azalırken, ölüm oranı artmıştır. Göç nedeniyle de nüfus yıldan yıla azalmaktadır. Şehrin nüfusunu talebeler, yaşlılar ve dışardan gelen işçiler meydana getirmektedir. 1940'larda nüfusu 800 binlerin üzerindeyken 1980'de 700 bin civarına, 1988'de 692 bine düşmüştür.Şehrin nüfus gidişatı böyle olmakla beraber sanayi etkinlikleri hala çok çeşitlidir. Amsterdam elmas yontuculuğu bakımından dünyanın en ünlü şehridir. Basın ve yayın sektörü de çok gelişmiştir. Kimya ve petrokimya sanayileri, tekstil, madeni eşya ve makine sanayileri ile taşıt araçları sektöründeki üretimin büyük bir kısmı Amsterdam'da yapılır. Ayrıca gıda sanayisi de çok gelişmiştir.Amsterdam büyük bir sanayi merkezi olmanın ötesinde, finansman merkezi olarak daha büyük bir önemi haizdir. 17. yüzyılda kurulan Amsterdam Kambiyo Bankası çok geçmeden Avrupa'nın en büyük takas merkezi haline geldi. 1602'de kurulan Hollanda Doğu Hindistan turları Kumpanyası, çağımızdaki hisse senedi işlemlerinin temelini atmıştır. Bugün bile Avrupa'da en fazla yabancı hisse senedi ve tahvilin kayıtlı olduğu borsa, Amsterdam borsasıdır. Bu sebeple New York, Londra turları ve Zürich gibi en büyük mali şehirler arasındadır.Amsterdam'a yılda yaklaşık 1,5 milyon turist gelir. Turistler için otellerin yanında birçok pansiyon ve gençlik hoteli hizmet verir. Müzeleri, Artis Hayvanat Bahçesi, Su sporu tesisleri turistlerin ilgisini çeken başlıca yerlerdir. Amsterdam ayrıca kongre ve sergi turizminde de dünya çapında bir merkezdir

Almanya turları

Herkes 9 yıllık mecburi eğitime tabiidir, 9 yıldan sonrası ise isteğe bağlıdır. Üniversite öncesi okullar çok çeşitlilik arzetmekte ve farklı sistemlere sahiptirler. Okulları kısaca tanıtırsak:Kindergarten (Çocuk yuvası): 1 Ağustos 1996 dan beri 3 ile 6 yaş arasındaki her çocuk Kindergarten dedikleri çocuk yuvasına git-me hakkına sahiptir ve onun için yer ayrılmak zorundadır. Bazı çocuk yuvaları 3 yaşından küçük çocukları da kabul etmektedir. Yi-ne bazı eyaletler öğleye kadar, bazıları da akşama kadar (anne babası çalışanlar için) çocuk yuvası hizmeti sunmaktadır.Grundschule (İlkokul): Genelde 6 yaşını tamamlamış her çocuk Grundschule dedikleri ilkokula gitmek zorundadır. Berlin ve Brandenburg (buralarda 6 yıl) haricindeki diğer eyaletlerde ilkokul 4 yıl sürmektedir. Bu okullarda çocuğa temel bilgiler verilmekte ve çocuk, bilgi-yetenek ve isteğine göre pedagoglar eşliğinde yönlendirilmektedir. Çocuğun üniversite okuyup okuyamayacağı ta ilk-okulda belirmeye başlamaktadır. 2003-2004 eğitim yılı itibariyle 3,1 milyon ilkokul öğrencisi vardır.Hauptschule (Ortaokul): İlkokuldan sonra notları iyi olmayan üniversite okuyacak kapasitesi bulunmayan çocuklar Hauptschule dedikleri ortaokul seviyesindeki okullara gitmektedir. Burada genel bilgiler, siyasi ve kültürel bilgiler verilmekte ve çocuğun fikri gelişimi sağlanmaktadır. Eğitim süresi genelde 5 yıldır ve bu okulu bitirenlerin ekserisi meslek okullarına devam etmektedir. 2003-2004 eğitim yılında 1,1 milyon Hauptschule öğrencisi eğitim almıştır.Realschule (Ortaokul ile lise arası bir okul): En düşük seviyede yer alan Hauptschule ile en yüksek seviyedeki Gymnasium (üniver-siteye gidecekler için) arasında yer alan bir okul çeşididir. Biraz daha kaliteli ve genişletilmiş eğitim verilmektedir. Bir yabancı dil öğrenme mecburiyeti olan Realschuleyi bitiren öğrenciler mesleki uzmanlık okullarına gidebilecekleri gibi, meslek yüksekokullarına ve üniversiteye geçiş hazırlık sınıflarına da gidebilirler.1,3 milyon öğrenci 2003-2004 yılında Realschule eğitimi almıştır.Gymnasium (Lise): Alman eğitim sistemi içinde yer alan en kaliteli üniversite öncesi okullardır. Diğerlerine göre daha uzun sürer ve üniversiteye yönelik derinleştirilmiş eğitim sunar. 2-3 yabancı dil öğrenme zorunluluğu vardır. Okul sonunda Abitur denilen bi-tirme sınavını veren herkes bütün üniversitelerde istediği bölümü okuma hakkını elde etmektedir. 2,3 milyon Gymnasium öğrencisi 2003-2004 yılında eğitim almıştır.Sonderschule: Öğrenme zorluğu çeken ya da zeka engeli olan öğrenciler için oluşturulmuş okullardır. Yukarıda adı geçen diğer normal okulların eğitimlerini kavrayamayan öğrenciler burada pedagoglar eşliğinde farklı eğitime tabii tutulup, ilerleme kaydeden-ler tekrar normal okullarına gönderilir.430 bin anlama zorluğu çeken öğrenci 2003-2004 eğitim yılında bu okullarda eğitim görmüş-tür.Berufschule (Mesleki Eğitim): Üniversiteye gidemeyen öğrencilere yönelik meslek eğitimi için kurulmuş okullardır. Öğrenci, haf-tanın bir kısmını okulda teori dersleri alarak, diğer kısmını da bir işyerinde pratiğe yönelik staj yaparak geçirir. Duble sistem uygu-lanan bu okullardan mezun olanlar direkt iş hayatına atılabildiği gibi kendi işini de kurabilme yetkisini elde ederler.Bilim ve Araştırma:Bilim ve araştırma özgürlüğü anayasa ile garanti altına alınmıştır. Almanya turları'daki üniversitelerin hemen hemen tamamı devlet üni-versitesidir ve devlet tarafından desteklenen araştırma enstitülerine sahiptirler. Birçok Nobel ödülü Alman üniversite ya da enstitü-lerinde araştırma yapmış kişilere verilmiştir. (Einstein gibi) Üniversitelere her yıl yüklü miktarda para verilmekte ve enstitüler geliş-tirilmektedir. Yine araştırma görevliler ve bilim adamları devlet tarafından finanse edilmektedir. Uluslararası üne sahip enstitüler aynı zamanda diğer ülkelerle ortak çalışmalar yapmaktadır

Almanya tatil turları

Bu yüzden bütün Almanya turları için ortak bir kültür bakanlığı oluşturulmamış ve her eyalete ait kültür bakanlıkları oluşturulmuştur. Her şehirde bulunan büyük şehir kütüphaneleri ile her mahallede bulunan kütüphaneler, üniversite kütüphaneleri, şehir tiyatroları, müzeler ve orkestralar Almanya kültür hayatının vazgeçilmez parçalarıdır. Frankfurt, Berlin ve Leipzigdeki Alman Kütüphaneleri milyonlarca esere ve geniş arşive ev sahipliği yapmaktadır. Alman Arşiv Merkezinin ana binası Koblenz de olup Berlin, Postdam, Freiburg ve Bayreuth da da yan binaları vardır. Hamburg, medya başkentidir ve hemen hemen bütün Alman filmleri Hamburgda çevrilmektedir. Yine basın- yayın merkezi de Hamburg'dur. Köln, Düsseldorf ve Kassel modern sanatın 3 önemli merkezidir. Berlin, Dresden, Hildesheim, Frankfurt, Köln, Münih, Nürnberg ve Stuttgart'ta çok önemi ve görülmeye değer müzeler vardır. Marbach ve Weimar da Almanya'nın iki önemli büyük literatür arşivine ev sahipliği yapmaktadırlar. Almanya genelinde 180 kamu tiyatrosu (devlet- şehir tiyatroları, orkestra ve eyalet sahneleri) ve 190 özel tiyatro vardır. Yılda yaklaşık 40 milyon kişi tiyatro ve konser izlemektedir. Almanya, iklimi dolayısıyla sahil turizminde Türkiye kadar şanslı değildir. Fakat insanı büyüleyen ormanları, küçük gölleri, şehirlerin görülmeye değer yerleri ve Alp dağlarında kayak zevki bu eksikliği bir nebze de olsa gidermektedir. Berlin, Münih, Freiburg, Konstanz, Passau, Bodensee, Garmisch, Frankfurt vb. şehirler ile Alp Dağları bölgesi, Schwarzwald çevresi, Chiemsee, Königssee, Oktoberfest, Bodensee, Odenwald, Regenwald gibi yerler mutlaka görülmesi tavsiye edilen yerlerdir.

japonya avrupa almanya isviçre

Halihazırda çalışan nüfusun % 47'si sanayi kesiminde çalışmakta olup, milli gelirin % 55'i bu kesimden sağlanmaktadır.Endüstri: Endüstrisi çok gelişmiş olan Almanya'nın endüstri merkezleri Nordrehein-Westfalen, Bayern, Baden-Württemberg, Hessen, Niedersachen ve Saarland eyaletleridir.Araba üretimi bakımından ABD ve Japonya turları'dan sonra dünyada üçüncü sırayı alır. Araba üretimi 4 milyona ulaşmaktadır. İkinci Dünya Savaşından önce Almanya'nın belkemiğini teşkil eden sanayi kuruluşlarından olan Thyssen ve Krupp gibi dev firmalar, bugün de sanayi kolları üzerindeki tesirini sürdürmektedir.Kimya sanayiinde de çok gelişmiştir. Büyük kimyasal madde fabrikalarından olan Leverkusen, Hoecht ve Ludvigshafen fabrikaları Ren Nehri ve Ruhr çevresinde kurulmuştur.Son yıllarda petrol aramasına önem verilip, Kuzey Denizi limanlarında büyük petrol rafinerileri kurulmuştur.Almanya'da elektrik sanayii, Avrupa turları'ya önderlik edecek derecede çok gelişmiştir. Berlin, ülkenin en büyük elektronik merkezidir. Burada elektrik endüstrisinin her alanında imalat yapılır. Optik ve bilim aletleri, yazı ve hesap makineleri, hesap kaydedici kasaların üretim merkezi Berlin, Düseldorf, Göttingen ve Kempten'de olmasına rağmen bütün ülkeye yayılmış durumdadır.Alman ekonomisi (Gross National Produkt) milli hasıla üretim sistemine dayanır. Milli üretim büyük bir artış göstermiş olup, bugün ithalat ve ihracat gelişmesiyle dünya ticaretinde ABD'nin ardından ikinci duruma gelmiştir.Toplam işçi nüfusunun % 25'i ithalat ve ihracat işlerinde çalışmaktadır. Bununla beraber üçüncü dünya ülkelerinin bazılarına imalat patenti vermek suretiyle, oradaki düşük ücretten istifade ederek ucuza mal üretmektedir.Tarım: Bugün Almanya'da tarım, modern usullere göre yapılmaktadır. 1949 yılından sonra büyük bir hızla gelişen tarım, bugün büyük devletlerle boy ölçüşecek duruma gelmiştir. Ülke topraklarının % 35'i ekime müsaittir. Elde ettiği ürünler; buğday, çavdar, arpa, yulaf, patates, şekerpancarıdır. Şekerpancarı, Alman ekonomisinde büyük bir yer tutar.Balıkçılık: Balıkçılık Almanya'da çok gelişmiş olup, dünyada balıkçılık yönünden üçüncü sırayı almaktadır. Kıyı limanları balıkçılık merkezleridir.Hayvancılık: Büyükbaş hayvancılığı Alman ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Sığır yetiştirilmesi çok miktarda yapılmaktadır. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği çok az miktarda yapılmaktadır. Büyükbaş hayvancılığın yanında tavukçuluk çok gelişmiştir.Ormancılık: Ormanlar Almanya'nın yaklaşık 1/3'ünü kaplar. Ormanların dört milyon hektarının işletmesi devlete, üç milyon hektarının işletmesi özel şahıslara aittir. Ormanlardan senede yaklaşık olarak 30 milyon m3 kereste elde edilir.Enerji Kaynakları: Almanya turları enerji üretiminin % 52,2'sini madenlerden, %17,7'sini nükleer enerjiden elde etmektedir.Ticaret: Almanya son yıllarda dünya ekonomisine büyük bir canlılık kazandırmış olup, dış ödemeler dengesini dış ticaretiyle kapatmaya çalışmaktadır. İhracatın endüstriye katkısı % 74,7 iken, ithalatın katkısı % 48,2'dir. Ticaretinin % 20,4'ünü gelişmiş ülkelerle, % 48'ini de Doğu bloku ülkeleriyle yapar. En çok ticarette bulunduğu batı ülkeleri şunlardır: Fransa, ABD, Belçika, Hollanda, İngiltere, Avusturya, Japonya, isviçre turları ve İtalya.Almanya'nın en çok ithal ettiği mal, tabii gaz olup, ikinci sırayı petrol alır. İhracatında ise, fabrika parçaları, makina parçaları, ağır iş makinaları ve ilaç sanayi mamülleri önemli bir yer tutar.Ulaşım: Almanya, Avrupa'nın ulaşım yönünden kalbi durumundadır. İç ve dış ulaşımı, deniz, kara, demir ve hava yollarıyla kolayca sağlanır. Almanya'daki karayollarının uzunluğu 491.240 kilometredir. Bunun, 5748 kilometresi otobandır. Demiryollarının toplamı 67.536 km olup, 9523 kilometresinde elektrikli trenler çalışmaktadır. Hava limanları çok modern olup, aynı anda beşden fazla uçağın inip kalkmasına müsaittir. 1992 senesinde ulaşıma açılan ve Ren, Main ve Tuna nehirlerini bağlayan kanalın açılmasıyla Karadeniz ile Kuzey Buz Denizi birleştirildi. Kuzey Buz Denizindeki bir limandan kalkan gemi, Ren-Main-Tuna kanalıyla Karandeniz'e ulaşmaktadır

almanya siyaset

Her eyaletin meclisi ve hükumeti vardır. Dış politika, ekonomi, ordu ve polis teşkilatı Federal hükumet tarafından, yasama gücü 4 yıl için seçilen iki meclis tarafından yürütülür. Bu iki meclisten Cumhuriyetinin tamamını temsil eden Federal Meclis (Bundestag)tir. Devletin temsilcisi Federal Kurul (Bundesrat)dur.Cumhurbaşkanı her beş yıl için Federal Meclis tarafından seçilir. Bundestrat'ın 45 üyesi eyalet hükümetlerince atanır.Birleşik Almanya turları 16 eyaletten meydana gelmiş bir devlettir. En büyük eyaleti Bayern eyaletidir.Baden-Württemberg: 35.751 km2 yüzölçümüne ve 9.679.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Stuttgart olup, kilometrekareye 269 kişi düşer.Bayern:70.554 km2 yüzölçümüne ve 11.221.000 nüfusa sahiptir. Başşehri München olup, eyalette kilometrekareye 159 kişi düşer.Berlin:883 km2 yüzölçümüne ve 3.470.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Berlin olup, kilometrekareye 3862 kişi düşer.Brandenburg: 29.059 km2 yüzölçümüne ve 2.641.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 91 kişi düşer.Bremen: 404 km2 yüzölçümüne ve 674.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Bremen olup, eyalette kilometrekareye 1.668 kişi düşer.Hamburg: 755 km2 yüzölçümüne, 1.626.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 2154 kişi düşer.Hessen: 21.114 km2 yüzölçümüne ve 5.661.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Weisbaden olup eyalette kilometrekareye 268 kişi düşer.Macklenburg-Vorpommern: 23.838 km2 yüzölçümüne ve 1.954.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 82 kişi düşer.Nedersachsen: 47.314 km2 yüzölçümüne ve 7.238.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Hannover olup, eyalette kilometrekareye 153 kişi düşer.Nordrhein-Westfelen: 37.070 km2 yüzölçümüne ve 17.104.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Düseldorf olup, eyalette kilometrekareye 502 kişi düşer.Rheinland-Pfatz: 19.849 km2 yüzölçümüne ve 3.702.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Maiz olup, eyalette kilometrekareye 186 kişi düşer.Saarland: 2.570 km2 yüzölçümüne ve 1.065.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Saarbrücken olup, eyalette kilometrekareye 414 kişi düşer.Sachsen: 18.307 km2 yüzölçümüne ve 4.901.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 267 kişi düşer.Sachsen-Anhalt: 20.405 km2 yüzölçümüne ve 2.965.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 145 kişi düşer.Sachleswig-Holstein: 15.729 km2 yüzölçümüne ve 2.595.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 165 kişi düşer.Thüringen: 16.251 km2 yüzölçümüne ve 2.684.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 165 kişi düşer

avrupa ve almanya

Almanya'da nüfus artış oranı çok azdır. Buna rağmen nüfusun yoğunluğu bakımından Avrupa turları'da km2 başına 222 kişi ile birinci sırayı alır. Nüfusun büyük bir kısmı endüstri merkezi olan Ruhr Havzasında yaşar. Almanya turları tamamen denecek kadar şehirleşmiştir. Nüfusu 2000'den az köylerde yaşayan insan sayısı beş milyonu geçmez. Genel nüfusunun üçte biri, nüfusu 100 binden fazla olan şehirlerde oturmaktadır. Almanya'da mülteciler ve yabancı işçiler dışında bütün halk Almanca konuşur. Azınlık yok denecek kadar azdır.Din:Hıristiyan olan Alman halkının yaklaşık yarısı Protestan, %44'ü ise Katoliktir. Gün geçtikçe artan Müslümanların çoğunluğunu Türkler teşkil etmektedir.Eğitim:Almanlar bilime, eğitime büyük önem veren bir millettir. Bugün Almanya'nın her tarafında eğitim ve öğretim parasız olarak gerçekleştirilmektedir. Eğitim ve öğretim, çağdaş tekniğe dayalı araç ve gereçlerle donatılmış, uygulamalı metodlarla yapılır. Ülkede 6-18 yaş arasında öğrenim mecburidir. Bütün öğrenciler önce 4 senelik temel okullara giderler. Bundan sonra ya temel okulun devamı kabul edilen 5 yıllık esas okula, ya 6 yıllık ortaokula veya 9 yıllık lise arasında seçim yaparlar. Esas okulu bitirenler umumiyetle 3 yıllık mesleki okullara da giderek meslek sahibi olurlar.Almanya yüksek öğrenim kurumları ile doludur. Ülkede yüzden fazlası üniversite olmak üzere bilim ve teknik öğrenimi yapılan 196 yüksek öğrenim kurumu vardır. Ülkenin en eski ve ünlü üniversiteleri, 1386 yılında kurulan Heidelberg Üniversitesi ile 1476'da kurulan Tübingen Üniversitesidir.On dokuzuncu yüzyıl sonunda kurulan Berlin Üniversitesi ile de Almanya'da çağdaş eğitimin temelleri atılmıştır. Hali hazırda Hannover Teknik Üniversitesi dünyaca ünlüdür. Bugün ülkede yaklaşık 1 milyon 100 bin öğrenci yüksek öğrenim görmektedir. Bunun 58.000 kadarını yabancı işçi çocukları teşkil etmektedir. Bu kadar gelişmiş eğitim ve öğretim sistemlerine rağmen, bugün hala yaklaşık üç milyon kişi okuma-yazma bilmemektedir. Okuma-yazma bilmeyenlerin sayısını azaltmak için büyük çalışmalar yapılmaktadır. Almanya'da basın ve yayın çok gelişmiştir. Ülkede yayınlanan 373 gazetenin toplam tirajı 19 milyon 298 bindir. Almanya edebiyat tarihinde dünyaca ünlü edebiyatçı ve sanatçılar yetiştirmiştir. Birçok edebiyat akımı burada doğmuş ve yayılmıştır.Spor:Spor Almanya'da gelişmiş olup, halkın büyük bir kısmı spor kulüplerine üyedir ve sporla uğraşmaktadır. Futbolda dünyaca ileri bir seviyeye ulaşmış olup, üç defa dünya kupasını kazanmıştır. Birleşik Almanya'da spor okulları, spor salonları ve futbol sahaları ülkenin her tarafına modern bir şekilde yayılmıştır. Sporla uğraşmak isteyenler her türlü imkanı bulabilmektedirler. Bu sebeple de dünya çapında sporda başarılar kazanmaktadırlar

Almanya iklim

Kuzeyinde yazları sıcaktır. Kışın ise okyanus etkisinde kalan bir iklim görülür. Doğu ve güneyinde yazları, mutedil derecede sıcak, kışları ise ekseriya yumuşak bir iklim görülür.Almanya'da sıcaklık ortalaması en soğuk ay olan ocakta ovalarda 1,5°C, dağlarda ise -6°C'ye kadar düşmektedir. En sıcak ay olan haziranda ise ovalardaki sıcaklık 17° ile 20°C arasında değişmektedir. Yıllık sıcaklık ortalaması 9°C'dir.Yazları ılık geçmesine rağmen kuraktır.Kışları ise, 500 metreden yüksek yerlerde keskin soğuklar hüküm sürer. Kar kalınlığı Zugspitze Tepesinde 4-5 metreyi bulur.Bitki örtüsü ve hayvanlar:Ülkenin %30'u ormanlarla kaplıdır. Fundalıklar az olarak bazı bölgelerde görülür. Ormanların çoğunda kozalaklı ağaç türleri bulunur. Yüksek bölgelerdeki ormanlarda yeni dikilmiş ağaçlar çoğunluktadır.Ormanlarında ve dağlık bölgelerinde geyik ve dağ keçisi gibi yabani hayvanlara rastlanır. Bunun yanında çeşitli evcil hayvanlar yetiştirilir.

almanya isviçre

Dağlar: Almanya turları toprakları içinde kalan Alpler: Bayern Alpleri (en yüksek tepesi Zugspitze (2962 m), Allauer Alpleri (en yüksek tepesi Madelegabel 2645 m), Salzburg Alpleri (en yüksek tepesi Watzmann 2713 m)dir.Ortadağ sıraları bölgesi:Yüksek düzlükler, dağlar, volkanik çukurlar ve çukur düzlüklerden meydana gelir. Bu bölgedeki dağlar birbirine zincir halkası gibi bağlıdırlar. Bu dağlar Harz, Wesserbengland, Rhön, Taunus, Schwlang ve Bömerwold dağlarıdır.Kara ve Mavyera ormanları ve geniş Ren Vadisi bu bölgede bulunur.Ülkenin doğusunda ise, nehirlerle kesilmiş derin vadiler ve sert yamaçlar güneydoğudan kuzeybatıya kadar paralel sıralar halinde uzanır.Ovalar:Kuzey Almanya ovaları Kuzey ve Baltık denizi kıyılarından Ortadağ sıralarına kadar uzanan bölgeyi içine alır. Çayırlar ve tarım yapılan arazinin büyük bir kısmı bu bölgede bulunur. Yüksek arazi yok denecek kadar azdır. En yüksek yeri Lüneburger fundalıkları olup, 169 metreye ulaşmaktadır.Akarsular:Almanya'daki bütün nehirler, Tuna hariç kuzey denizine dökülür. En uzun nehri Ren olup, 865 kilometredir. Diğer büyük nehirleri ise Elbe, Tuna, Wesser, Ems'dir. Tuna Nehri ise Karadeniz 'e dökülür ve Ren Nehri kanallarla Tuna Nehrine bağlanır. Bu bağlantıdan dolayı Karadeniz'le, Kuzey Denizi arasında bir gemicilik yolu meydana getirilmiştir.Göller:Almanya'nın güneyindeki Avusturya ve isviçre turları sınırında bulunan Bodensee en önemli gölüdür. Bu gölün tamamı Almanya'nın olmayıp, kuzey ve batı kıyıları Almanya sınırları içinde kalır. Bu kısım, gölün 305 kilometrekarelik bölümüdür. Bundan başka manzaraları çok güzel küçük gölleri vardır. Ayrıca kuzeyde derelerle birbirine bağlı, Baltık kıyısının hemen güneyinde Meckleuburg ve Domeranian göl bölgeleri vardır

Avrupa fransa almanya bulgaristan italya polonya balkan


Genellikle avcılık ve basit ziraatla geçinirlerdi. O çağda Romalılar Orta Avrupa turları'ya düzenli ordular göndererek buraları istila etmek istiyorlardı. Germenler Romalıların bu istila hareketlerini durdurabilmek için onlarla bir çok savaşlar yaptılar ve Romalıları yenerek Orta Avrupa'yı almalarını önlediler. Daha sonra Romalılar zayıflamaya yüz tutunca, Germen kabileleri sel gibi Roma'ya akmaya başladılar. Bunun bir sebebi de Hunların Avrupa'ya yayılmaya başlamalarıdır. Roma İmparatorluğu topraklarını işgal eden Germen kabileleleri Romalıların geleneklerini, kültürlerini ve hatta dinlerini benimsediler. Yalnız Ren ile Elbe nehirleri arasına yerleşmiş olan asıl Germenler kendi dillerini geleneklerini koruyabildiler. Büyük Karl (Şarlman) zamanında Saksonlar, Büyük Karl'ın 800 yılında papa tarafından Roma İmparatoru ilan edilmesiyle zorla Hıristiyan yapıldılar.Büyük Karl (Şarlman)'ın ölümünden sonra torunları zamanında Roma İmparatorluğu parçalandı ve dükalıklara bölündü. Frankonya ve Saksonya bu bölünmeden meydana çıkmıştır. Bu dükalıklarda mukaddes Roma İmparatoru seçilebilmek ve İtalya'yı ele geçirmek için asıl Alman halkını unutmuşlar, halkın bilhassa köylülerin toprak sahibi derebeylerin kölesi olmasına, kötü idare edilmelerine göz yummuşlardı. Bu arada papazlar da din adına halkı soymaya başlamışlardı. İşte tam bu sırada Luther ortaya çıktı. Luther, Roma Katolik kilisesinin eğitim ve ibadet şeklini şiddetle yererek Protestanlığı yaymaya başladı. Bundan sonra mezhep savaşları başladı. Bu savaşlar neticesinde kralların ve devletin gücü azaldı. Bu kargaşa ortamında Hohenzollerin hanedanından birinci ve ikinci Friedrich'ler başa geçerek Prusya Krallığını kurarak yönetimi ele aldılar. Daha sonra Almanlar, Avusturya ve Fransa turları ile birçok savaşlar yaptılar ve neticede 1861 yılında Prusya Krallığına Birinci Wilhelm, Kont Otto von Bismarck Schönhausen'de başkanlığa getirildi. Bismarck zamanında Almanya'nın kuvvetli temelleri atıldı ve birleşme sağlandı. Birinci Wilhelm'den sonra İkinci Wilhelm Prusya kralı oldu ve bunun zamanında Bismarck'a işten el çektirildi ve Alman halkı büyük silahlanma faaliyetine girişti. Silahlanma sonucu Almanya turları yanında Avusturya, Macaristan,Türkiye ve Bulgaristan turları'la ittifak kurarak Birinci Dünya Savaşına girdi. Bu savaşta Almanlar ve müttefik devletler, Fransa İngiltere ve Ruslarla savaştılar. Savaşın ilk yılları Alman ve müttefik devletler lehine başarılı geçti. Hatta Rusya teslim bayrağını çekmek üzereyken, ABD'nin karşı taraf lehine savaşa katılmasıyla Almanya ve müttefik devletler 1917 yılında yenik düştüler. Almanya bu savaşta sömürgelerini kaybettiği gibi, toprak kaybına da uğradı. Ayrıca 33 milyar dolar tutarında tazminat ödemek zorunda kaldı. Bu yenilgiden sonra, bütün Alman hükümdarları haklarından feragat ederek, Weimar'da yapılan yeni bir anayasa ile 1919 yılında Almanya'da Cumhuriyet ilan edildi.İlk Alman cumhurbaşkanı olarak Friedrich Ebert seçildi. 1925 yılında, Mareşal Paoul von Hinderburg Almanya'nın ikinci cumhurbaşkanı oldu ve yedi yıl sonra da Hinderburg ikinci defa cumhurbaşkanı seçilince, Adolf Hitler'i başbakan yaptı. Hitler başbakan olunca, bütün yahudileri Alman vatandaşlığından çıkardı, askeri eğitime ve silahlanmaya önem vererek Almanya'yı silahlı bir güç haline getirdi. Kısa zamanda bu gücünü daha da çoğaltarak 1936 yılında italya turları ile Roma-Berlin mihverini kurdu. Bundan sonra Hitler, zor kullanarak Çekoslovakya ve Polonya turları'yı işgal etti. 1939 yılında Polonya'nın işgalinden sonra, Fransa ile İngiltere, Almanya'ya karşı savaş ilan ettiler. Buna karşılık olmak üzere Alman birlikleri Danimarka, Norveç, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg'u işgal etti. Bu arada Fransa korkudan teslim oldu. İtalya, Almanya'nın yanında savaşa katıldı. 1941 yılında Hitler, Balkan turları Yarımadasını da işgal etti ve sonra da Rusya'ya saldırdı. 1941 yılında ABD bütün askeri gücüyle batı devletlerinin yanında savaşa katılması üzerine Almanya ve müttefik devletler yenik düştüler. Bunun üzerine Almanya dört devlet arasında paylaşıldı. Fransa, İngiltere ve ABD'nin aldıkları bölümde Federal Batı Almanya Cumhuriyeti yer aldı. Ruslara kalan bölümde de Doğu Almanya kuruldu.1989'da Rusya'da görülen liberalleşme hareketleri iki Almanya'nın birleşmesini gündeme getirmiştir. 1990'ın başlarında yapılan anlaşma neticesinde utanç duvarı yıkıldı ve iki Almanya birleşme kararı aldı. 4 Ekim 1990'da iki Almanya resmen birleşti.

Almanya hakkında ansiklopedik bilgi

Almanya Orta Avrupa'da Kuzey Denizi ile Alpler arasında uzanan bir devlet
Doğusunda Çekoslovakya ve Polonya; güneyinde Avusturya, İsviçre; batısında Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg; kuzeyinde Danimarka ve Kuzey Denizi yer alır. Almanya, birisi Baltık Denizinde, diğeri Kuzey Denizinde iki adaya sahiptir. Baltık Denizindeki Fehmarn Adası 185 km2, kuzeyinde bulunan Sylt Adası ise 99 kilometrekaredir

Sharm El Sheikh havalanı

Havaalanı Şarm El-Şeyh şehrine seyahat eden yolcular tarafından kullanılır. Sharm El Sheikh turları yaz tatillerini geçirmek için popüler bir destinasyondur, aynı zamanda bütün bir yıl boyunca kısa konaklamalar için de popülerdir. Ayrıca Sharm El Sheikh havaalanını SSH kodu altında da bulabilirsiniz. Havaalanının iki terminali vardır.Sharm El Sheikh havaalanı Mısır ülkesi iç hat uçuşu, uluslararası uçuş ve uzun erimli uçuş hizmeti verir. Air Berlin, Arkefly, Condor, easyJet, Flyglobespan, Jazeera Airways, Jet2 ve diğerleri havayolları SSH noktasına uçuş hizmeti verir. SSH noktasına bağlantısı olan 13 düşük maliyetli havayolu vardır.Havaalanı adı Sharm El Sheikh IATA kodu SSH Yakın şehirler » Şarm El-ŞeyhMahal / Adress Sharm El Sheikhnortwest of Sharm El SheikhRas Nasrani, EgyptMısır (Egypt) Araba kiralama Sharm El Sheikh için en iyi araba kiralama teklifi.Thrifty Avis Morgana Trade CentreNoama Bay Budget Park car park located outside the terminal Yakın hoteller Conrad HotelFour Seasons Hyatt Regency Hilton Sharm Dreams Resort Movenpick Golf Hotel InterContinental Taksi Regular taxis and tourist taxis operate from the airport Terminaller 2 Havaalanı tesisleri Döviz bozdurmaEmanetçilerUnutulan eşya ofisiBebek altı değiştirme odasıOyun alanıHalka açık internet erişimi Düşük maliyetli havayolları uçuş sayısı 107

Mısır Safari Tatil

Bu Sharm el-Sheikh, bir Sina yarımadasındaki en kolay ve gelişmiş turizm tesisi toplulukların biridir. All around Bedouins, renkli çadır, dağ ve deniz vardır. Orada modern tasarımlarıyla küçük, samimi oteller, aynı zamanda büyük otel kompleksi Uluslararası zincirler ait artı bir bir turizm merkezi, gazino, disco ve gece kulüpleri, golf ve sağlık tesisleri dahil beklenebileceğini ilgili tüm olanaklardır. Aslında, dalış ve rüzgar sörfü ve diğer su sporları, at ve deve sürme, çöl Safari turları ve büyük antika Yakın konumlar, neredeyse bir ziyaretçi için hiç sıkıntı çekmesine imkansız şnorkel ile içinde.Şehrin dört mil güneyinde güney bölümünde bir uçurum noktası bakan bulunuyor. ve büyük bir görünümüdür.Na'ama Sahil bir turistik faaliyetlerin merkezlerinden biridir. Hemen kuzeyinde Şarm ilçesinin, bu alanda kendine ait bir tatil beldesi haline geliştiriyor. Çoğu oteller Na'ama Koyu'nda onların sandalye, gölgeler ve hatta çubukları gibi rahat aktivite ile, kendi özel plaj var.Bay da nearby Shark, ve yine daha fazla birlikte çok sayıda dalış merkezleri ile sunmak için bir çare büyüyen bir topluluktur.Küçük liman Sharm el olarak bilinen Moiya sivil Limanın yanında bulunur, tekneler için konaklama ve Yat Kulübü odalı içerir.Olanlar, Sharm El-Sheikh alışveriş merkezine alışveriş yapmak için yaşamak için takı, deri ürünleri, giyim, seramik ve kitaplar da dahil olmak üzere iki yabancı ve yerli ürünleri ile dükkanlar sağlar.Bunun tüm dalış meraklıları için ziyaret gerektiğini söyledi olmuştur. Var Şarm el-Şeyh ve Ras Nusrani arasındaki 10 millik sahil boyunca birçok dalış sitelerdir.Şarm El dalış ve spor kaynaklarına ek bilgi-Şeyh, ziyaret Tur Mısır turları için Sanal Kızıldeniz Dalış Merkezi